Video oyunları, giderek daha fazla hava koşullarını sadece etkileyici görsel efektler olarak değil, oyuncuyu fiziksel olarak etkileyen birer fenomen olarak tasvir edebiliyor. Hollywood yıllardır aşırı hava olaylarını dramatize ederken, video oyunları izleyicileri bu doğa olaylarının merkezine yerleştirme gücüne sahip. Oyunlar, oyuncuları sanal bir ortamda şiddetli doğa koşullarıyla karşı karşıya bırakıyor ve onları bu muazzam gücün merkezinde hissettiriyor.
The Long Dark (2014), The Legend of Zelda: Breath of the Wild (2017) ve Death Stranding (2019) gibi aşırı hava olaylarını içeren video oyunları sadece filmlere değil, aynı zamanda George R. Stewart’ın 1941 tarihli dönüm noktası romanı Storm‘a da borçlu. Stewart, hikayesine dünyaya kozmik bir bakışla başlar ve bir fırtınanın yıkıcı gücünü detaylandırarak hava olaylarına kişilik kazandırdı.
Oyun geliştiricileri, sanal dünyalarda atmosfer koşullarını benzer bir titizlikle işliyor. Oyuncuların, hava koşullarıyla birlikte daha geleneksel düşmanlarla mücadele etmeleri gerekiyor. Ancak sanal hava olayları genellikle teknolojik hilelerle sunulur ve geliştiriciler, oyunculara ikna edici bir illüzyon sunmak için bu teknikleri kullanıyor.
BİR FIRTINADA ARABADA OLMAK…
Hayatta kalma oyunu Pacific Drive‘ın yaratıcı yönetmeni Alex Dracott, oyunun atmosferinin gerçek bir Kuzeybatı Pasifik havası yaratmasını istedi. Işığın kalitesi, yağmurun şiddeti ve sis yoğunluğu gibi ayrıntılara odaklandı. Dracott, ekibiyle birlikte temel efektler yarattı: pus, yağmur ve bulut örtüsü. Bunların üzerine, oyunun oynanışını etkileyen rüzgar gibi hava olaylarını eklediler. Son olarak, oyunun belirli anlarında dünya titrerken doğaüstü unsurları içeren büyük sahne anları tasarladılar. “Dinamik unsurlar, adeta birer fırça darbesi gibiydi,” diyor Dracott.
Oyunlarda kullanılan yağmur efektleri de bir teknolojik mucize. Sınırlı işlem gücü nedeniyle, yağmur yalnızca oyuncunun etrafında 20 metrelik bir yarıçap içinde yağıyor. Araba hızlı sürüldüğünde, yağmurun açısı arabanın hızına göre ayarlanıyor ve ön camdaki damlalar doğal bir şekilde kayıyor. Pacific Drive, Dracott’un Pasifik Kuzeybatı’da uzun araba yolculuklarından ilham alarak yaratmaya çalıştığı deneyimin kalbini canlandırıyor. “Bir fırtınada arabanın içinde olmak hem izole edici hem de rahatlatıcı bir şey,” diyor Dracott.
KASIRGALAR, KUM FIRTINALARI
Aşırı hava olayları video oyunlarında hem korku hem de heyecan yaratma konusunda oldukça etkili. Battlefield 2042 gibi oyunlar ise oyunculara, bir kasırga ya da kum fırtınasının ortasında sürüklenme hissini sunuyor. Oyunda, fırtınaların oyuncular üzerinde fiziksel bir etkisi de bulunuyor; oyuncular kasırgalara kapılıyor, kum fırtınaları tarafından sarılıyor ve devasa hava olaylarının içinden savruluyorlar.
Tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi, oyunlarda da aşırı hava olayları daha da yoğunlaşıyor. Exoborne ve Wood & Weather gibi oyunlar, doğanın güçleri tarafından yeniden şekillendirilen dünyalarda geçiyor. Geçtiğimiz ay çıkan şehir kurma hayatta kalma oyunu Frostpunk 2‘de ise dondurucu soğuklar, hastalık seviyelerini, toplumsal gerilimleri ve nüfus büyümesini etkileyen kaçınılmaz bir güç olarak yer alıyor. Bu oyun, her eylemi ve kararı etkileyen atmosferiyle dikkat çekiyor.
Gelecekteki oyunlar, aşırı hava koşullarını daha da etkileyici ve kaçınılmaz kılarken, oyuncular sanal dünyalarda bu olaylarla başa çıkmaya devam edecek.