Hepimiz Superman, Batman veya Aquaman‘li DC Comics evrenini ve Ironman, Hulk, Thor veya Spiderman‘li Marvel evrenini biliriz. Bu dünyalar, kendi içinde bir sistematiğinin olduğu, kimi karakterlerin farklı zaman aralıklarında birbirleriyle kesişmeler yaşadığı, kendine has hikayeleriyle farklı meselelerin peşinde koştuğu karakterleri barındıran gerçek dışı oluşumlardır. Peki aslında süper güçleri olmayan, gerçek dünyada var olması muhtemel, farklı bir sinematik evren var mı? Cevap “Neden olmasın” değil, aslında EVET.

https://www.youtube.com/watch?v=59p7rg-mmT8

FARKLI ZAMANLAR AYNI DÜNYALAR

Amerikalı yapımcı, yazar ve yönetmen Vince Gilligan tarafından yaratılan ve 2008-2013 yılları arasında yayınlanan Breaking Bad dizisi, IMDB verilerine göre 1.3 milyon kişinin oylarıyla 9.5 puan alarak dünya dizi tarihinin en başarılı dizisi konumunda. Başarısının altında birçok sebep var. Senaryo, sanat yönetmenliği, yönetim, oyunculuk, tutarlılık, sürükleyicilik diye sayarak gider…

Ama bu dizi 2015 yılında yayınlanmaya başlayan Better Call Saul’dan sonra başka bir anlam kazandı. Kendi evrenini yarattı. 2019 yapımı El Camino filminden sonra ise zaman halkasını genişletti. Bilmeyenler için bilgilendirme yapalım Better Call Saul, Breaking Bad dizisinin geçtiği dönemin öncesini, El Camino ise sonrasını ele alır. Baş karakterler farklı, zamanlar farklı, yaşanan dünya ise aynıdır.

NASIL BİR SİNEMATİK EVREN?

Aynı kişilerin farklı maceraları ya da aynı hikayenin devamı yeni bir evrenden ziyade bir seri oluşturur. Yeni bir evren olması için ortak zamanlar, farklı hikayeler, benzer özellikler, devamlılık, ayrı kötülükler olması gerekir. Bahsi geçen evrenimiz tam da böyle bir evren. Aslında 3 yapımdan oluşan bu evrene neden Breaking Bad evreni denilmelidir… Çünkü ilk çııkış noktası olan dizinin ismi ‘doğru yoldan sapmak’ manasındadır. Evet burası tam olarak böyle bir dünyadır. Aslında sıradan bir ortam olan Breaking Bad dünyasının en önemli özelliği karakterleridir. 2 tür karakter vardır burada. Ana ve yan karakterler… Kötüler ve kötülerin hayatını bitirdikleri diye de adlandırabiliriz. Bu dünyada iyiler kazanamaz. En kötüler kazanır.

TANISAN SEVERSİN SENDROMU

Ana karakterlerden başlayacak olursak. En önemli özellikleri hepsinin özünde iyi insanlar gibi görünmeleri. Üç yapıma da baktığımızda görüyoruz ki kötü karakterlerin hepsine aslında inceden sempati duyuyoruz. Walter White hayatı boyunca ne iş hayatında ne de kendi sosyal hayatında başarılı olamamıştır. Sıkıcı bir aile hayatında pek fazla söz sahibi değildir. Kanser oluşuyla kırılma başlar.

Kendisi öldükten sonra ailesinin geçimini düşünür. Kaybedeceği bir şey yoktur ve en hızlı şekilde parayı uyuşturucu işinden kazanabileceğini düşünür. Kimya öğretmenidir ve kristal meth yapabilir. Ne kadar da iyi niyetli ve masum değil mi? Dizinin sonlarına doğru bir uyuşturucu kralıdır. Hayatındaki tüm insanları ya yok eder ya da onların dibe batmasını sağlar. Ve biz son bölüme kadar ister istemez arkasında dururuz onun ama bittiğinde anlarız ki aslında yaptığı her şeyi kendis için yapmıştır ve kötülüğün kendisidir. Öldüren, öldürten, ölümlere göz yumandır.

Breaking Bad dördüncü sezon altıncı bölüm’den “I’m not in danger Skyler, I’m the danger…”

Walter’ın uyuşturucu üretmeye karar verdiği anda tanıştığı Jesse Pinkman. Aile sevgisi görmemiş, dışlanmış, yanlız, parasız ve uyuşturucu bağımlısıdır. En yakın iki arkadaşı ondan da beter durumdadır. Hovardadır ama duygusal ve çocuksudur. Üzücü… Walter’la partner olduktan sonra para kazanır, yükselir, cinayet işler. Pişman olur ama o da kartelin bir parçasıdır. Bu ikilinin bir de avukatları vardır. Jimmy McGill namıdiğer Saul Goodman. Better Call Saul’da geçmişini izlediğimiz Jimmy ailesinden sadece ağabeyinden kaldığı yükselemeyen bir avukattır. Abisi Chuck aslında büyük bir hukuk şirketinin ortağı çok başarılı bir avukattır. Ama ruhsal ve fiziksel sorunları vardır. Jimmy ona destek olur ama abisi onu hiçbir zaman sevmez. Açık öğretimden hukuk fakültesini bitirdiği için onun avukat olmasını bile istemez. Ama Jimmy zekidir. Hukuğun açıklarını kullanarak her zaman başarılı olmaya çalışır. Bu acıklı hikayenin önemli kısmı ise her zaman suçluların yanında olmasıdır.

Üç yapımda da tanıma fırsatı bulduğumuz tetikçi Mike vardır bir de. Oğlu, polis teşkilatı içindeki arkadaşları tarafından öldürülmüştür. Acılı bir baba, gelinini koruyan bir yaşlı, ve torununu çok seven bir dededir. Elinden her iş gelir. Ama pis işlerde daha iyidir. Birlikte çalıştığı Walter’dan sonraki en tehlikeli adam Gustavo Fring ise dünyanın en kibar uyuşturucu baronudur. Başından sonuna kötüdür ama kibarlığı, beyefendiliği, tertip düzeni ile çok etkileyici karakterdir. İstemsizce sevdirir kendini. Breaking Bad’den soğukkanlı kibar katil olarak karşımıza çıkan Todd’u El Camino’da daha detaylı tanıma fırsatı bulduk. Breaking Bad’in son bölümlerinde Jesse’yi kaçırıp, zincirleyip zorla meth yaptıran çetenin genç üyesi Todd’un aslında daha kibar ve daha psikopat olduğuna şahit olduk.

YÜKSELİŞLER VE ÇAKILMALAR

Bu evrendeki ana karakterlerin en önemli özelliklerinden biri de karakterlerin sıfırdan başlayıp zirveye çıkıp, sonunda eksi 1’de bitirmeleri. Walter White’ın boş hayatına bir de kanser eklenmesi, uyuşturucu baronu olarak zirve yapması ve sonunda bütün sevdiklerini hatta hayatını kaybetmesi buna en net örnek. Peki ya Jesse’ye ne demeliyiz? Parasız ve itibarsız bir hayat yaşarken tahmin edemeyeceği kadar para kazanır, işi öğrenir, artık oyundadır. Ama Breaking Bad’in sonuna doğru zincirlenmiş bir hayvan gibi yaşamaya başlar. Walter’ın onu serbest bırakmasından sonrasını anlatan El Camino ise onun hayatının daha iyi olduğunu anlatmaz.

Sonunda eski durumuna geri döner yine parasız ve itibarsızdır ama hiç tanımadığı eyalettedir, zaten kimsesizdi ama bu sefer arkadaşları da yoktur, üstüne bir de aranan bir suçludur. Gustavo Fring her zaman güçlüdür. Soğukkanlı planlı ve temkinlidir. Onun zirveye çıkması Walter’ın ona yüzde 99.6 saflıkta uyuşturucu yapması ile başlar. Sonunu da yine aynı kişi getirir. Mike, öncesinin anlatıldığı Better Call Saul’da otopark gişesinde çalışan yaşlı bir işçidir. Eski polis olması ve çok yetenekli bir tetikçi potansiyeli olması ile yükselişe geçer, Gustavo Fring ile iş yapmaya başlamasıyla zirveye çıkar. Bu evrenin kralı tarafından da öldürülür.

Breaknig Bad beşinci sezon: “Kapa çeneni Walter ve huzur içinde ölmeme izin ver…” Jimmy McGill’in (Saul Goodman) dipten gelişine yukarıda değinmiştik. En üst seviyedeki suçlularla iş birliği yapmasıyla işinde zirve yapacak ancak bütün suçluların çöküşüle birlikte tabii o da başladığı noktadan daha geride bir yaşama doğru yol alacaktır.

KÜÇÜK AYRINTILAR

Ana özelliklerin dışında bir de bazı ayrıntılar vardır bu evrende. Mesela ana ve yan karakterlerin çoğunun ya çok parası vardır ya da hiç parası yoktur. Ya balyalar döner ortalıkta ya da yaşam mücadelesi verirler. Ya çok zenginler vardır ya da çok fakirler… Bir çulsuz karakterin parayı bulması iyi iş bulması anlamına gelmez parayı çuvalla kaldırması anlamına gelir. Ana karakterler çok paraları olduğunda dahi iyi arabalara binmezler. Araçlar hep eskidir ve ekseriyetle o araçların en zor zamanlarda çalışmayası tutar. Tüm evrenin hikayesi New Mexico Eyaleti’ne bağlı Albuquerque’de geçer. Fonumuz her zaman çöl kumları ve sıcak havadır.

HEP YENİLENLER

Daha önce de bahsettiğim gibi yan karakterlerin hayatı hiçbir zaman iyi gitmez. Ana karakterlerin tersine zirveyi hiç görmezler. Ana karakterlerle birlikte birlikte iyi yoldan sapsalar bile sonları her zaman en kötüsü olur. Walt’un karısı Skyler’ın en büyük şansızlığı onun eşi olmaktır. Bir süre sonra kendisini ve ailesini kurtarmak için onunla işbirliği yapar ama sonunda her şeyini kaybeder. Gale, kendi halinde sevimli bir karakterken meth işine girer ve çok uzun geçmeden ölür. Bir de iyi başlayıp kötüye bulaşmayan ama yine de yenilenler var. Hank, Steve Gomez, Walter JR (Flynn), Kim Waxler, Chuck McGill (Saul Goodman’ın abisi)…

SÜPERLERDE GERÇEĞE DÖNÜŞ

Son dönemin en çok konuşulan yapımlarından Joker de en önemli dikkat noktalarından bir tanesi DC’nin fantastik dünyadan çıkıp Joker’in geçmişini ve Joker oluşunu gerçek dünyada anlatmasıydı. DC ve Marvel yapımlarında daha önce görmediğimiz bir yöntemdi bu. Her zaman gördüğümüz iyilerle kötülerin savaşı yerine bir insanın toplumla ve kendiyle savaşını izledik. Bu durum aslında bizim Breaking Bad evreninde anlattığımıza yaklaşmak istediklerini gösteriyor. Süper kahramanlarla ilgili hemen her şeyi sinemada izledik. Artık izleyici gerçek dünya da geçen evrenler mi arıyor?