Ahmet YATĞIN
@ahmetyatgin
Müziğinin altyapısı ve vokal performansıyla dikkat çeken Batu Akdeniz, kimileri tarafından yerli rock müziğin kurtarıcısı olarak görülüyor. Batu hakkındaki ilk gözlemim, cana yakın biri oluşuydu. Aşırıya kaçmamakla birlikte tevazu sahibiydi. Aslında pek ‘rock’n roll’ değil ama sırrı müziğinde saklı. Batu Akdeniz şaka yapmayı seven, eğlenceli biri… Siz de bu ay YouTube kanalımızda söyleşiyi izleyerek şahit olabilirsiniz.
‘Tepkiler güzel’
ο Bu sene tam 4 tane tekli yayınladınız. Şarkılar nasıl gelişti, bahseder misiniz?
Yaklaşık bir yıldır Türkçe şarkı yazıyorum. Türkçe şarkı yazabileceğimi fark ettikten sonra, hayatın içinden bir şeyler çıkarıp onları yansıtabilmeye çalıştım. 7 ayda 20-25 şarkı yazdım.
ο Bu gerçekten iddialı… Galiba bir depresyon süreciydi o?
26 yıldır… Son bir yılda olumlu bir şeye dönüştürmeye çalışıyorum.
ο Tepkiler nasıl?
Daha önce daha butik bir kitlem vardı. Heavy Sky isimli grubumun olduğu zamanlar. O zaman İngilizce müzik yapıyordum. Türkçe müzik yapmaya başladıktan sonra elbette daha fazla insana ulaşıyorsunuz. Tepkiler güzel. Her seferinde ivmenin daha iyiye gittiğini görüyorum.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
‘Plak şirketi ile anlaşmak zorunda değilsin’
ο Yeni şarkılar da yolda sanıyorum?
Tabii, Aralık ayında yayınlamayı düşündüğüm bir EP var. Sonra bir de bahar aylarında yayınlamayı düşündüğüm bir EP daha var. Sonraları da var ama o kadar spoiler vermeyeyim.
ο Vuruldum şarkısına minimal bir klip çektiniz. Hareket Vakti de öyleydi. Bu tür klipleri daha mı çok seviyorsunuz?
Ben grup müziğinden çok beslenen bir insanım. Şu an bir solo sanatçı olarak gözüküyorum ama rock’n roll’un her zaman başka müzisyenlerin katkılarıyla oluşturulabilen bir müzik olduğuna inanıyorum. O yüzden performans kliplerinde bütün ekibi, silah arkadaşlarını yanında hissetmek benim için daha anlamlı. Ama bundan sonraki kliplerde performans yapmayı düşünmüyorum. Yeterince performans klibim oldu. Sonrası için biraz daha hikaye anlatan klipler yapmayı düşünüyorum.
ο Altyapı ve vokal performansı Türkiye standartlarının üstünde… Türkiye’de bu nasıl karşılık bulacak acaba? Bununla ilintili olarak müzik piyasası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dünyanın her geçen gün daha küçüldüğünü düşünüyorum. O yüzden Amerika’da elde edilen bir sound, İngiltere’de elde edilen bir sound elbette karşılık bulabiliyor. Bu sadece rock’n roll için çok fazla gerçekleşmedi. Şu an yapılan trap, hip-hop parçalarına bakarsanız inanılmaz kaliteli alt yapılar kullanılıyor. Bu neden rock’n roll için yapılmasın? Bunun bir yerden başlaması lazım. Çok teşekkür ederim bu pozitif yorumunuz için. Sürekli bunu daha iyi hale getirmek için uğraşıyorum. Synthizer’lar kullanıyorum. Daha modern davul soundları kullanıyorum. Müzik piyasasına gelirsek…
Albüm satılmıyor, single dinleniyor. Çünkü insanların dikkatleri artık çok kısaldı. 8’inci şarkıya kadar gelemiyorsun dinlerken. Dinleyici öyle değerlendiriyor. İlk üç parçayı dinleyip sonra kendi listesine dönme eğilimi var. Bununla savaşamazsınız. Pozitif ve negatif yanları var. Dijital platformların çok büyük getirileri var müzisyenler için. 30 yıl önceki gibi bir plak şirketi ile anlaşmak zorunda değilsin. Bu çok büyük bir avantaj. Öte yandan rekabet daha fazla çünkü artık herkes müzik yapabiliyor ve yayınlayabiliyor. Ben memnunum şu anki durumdan.
ο İngilizce şarkılar söylerken birden Türkçe’ye geçtiniz. Riskli değil miydi bu?
Risk budur! Bir soru işaretiydi bu o zamanlar ama ben daha çok anlaşılabilmeyi tercih ettim kendi yaşadığım topraklarda. Bir de dinleyicilerim çok ısrar etti Türkçe söylemem noktasında. Ben kendimi Türkçe ifade edebilmeye hazır hissetmiyordum. Türkiye’de çok büyük yorumcular var. Eğer Türkçe bir şey söyleyecekseniz gerçekten hakkını vermek zorundasınız. Kendimi hazır hissettiğim anda Türkçe söylemeye başladım. İçime sindi.
‘Hi Batu’
ο Türkçe’yi melodik manada nasıl buluyorsunuz?
Prozodi olarak İngilizce’den çok farklı. Benim için çok daha zordu çünkü ben blues rock vokalistleri dinleyerek büyüdüm. Benim için çok farklı bir mücadele oldu ama oturduğunu düşünüyorum. Şu anki gidişattan memnunum.
ο Paul Rodgers’ın sizde yeri büyük.
Benim en sevdiğim vokalistlerden bir tanesi. Onun çok yakın arkadaşı ve bir dönem menajerliğini yapan Lucy beni keşfetti. Sonra arkadaş olduk. Paul Rodgers’a da dinletmiş beni. Çok mutlu eden yorumlar aldım ondan. Hatta ‘Hi Batu’ yazan bir kağıt ile fotoğraf göndermiş.
‘Tabii ki benziyor!’
ο Başka sanatçılar var mı sizi etkileyen?
Çok var. Chirs Cornell, Myles Kennedy, Steve Perry, Bon Jovi… Hepsinden bir şeyler kazanmaya çalıştım. Mutlaka birilerinden etkileniyorsunuz. Benim bahsettiğim isimler de 1940-50 yıllarının vokalistlerinden etkilenip o tarzı oturttular. Bunda hiç ayıplanacak bir şey yok. Türkiye’de özellikle çok garip bir algı var. Bir gitar riff’i duyuyorlar ve “A buna benziyor!” diyorlar. Tabii ki benziyor!
Bir örnek vereyim, Lynyrd Skynyrd’ın Simple Man şarkısı ile Scorpions’ın Always Somewhere şarkısı arasında iki yıl falan var. Birebir aynı! Bu hiç kötü bir şey değil. Rock müzik özellikle… Birbirinden etkilenerek büyüyen gruplar ile bu hale gelmiştir. Led Zeppelin vardı 70’lerde, 80’lerde Guns & Roses onları örnek aldı 90’larda bambaşka isimler çıktı. Bu hep böyle gider. Bizim ülkede ise “Sen çaldın!” Olur mu öyle hiç. Serdar Ortaç’ın lafı çok doğru. 7 nota var kaç farklı şarkı çıkabilir. Önemli olan nasıl bir tavırla söylediğin. Ne anlattığın…
Bu gönderiyi Instagram’da gör
ο Ve söylemek istediklerin?
Aralıkta yeni bir EP çıkıcak. YouTube kanalımı da canlandıracağım. Sürpriz olsun. Saygı, sevgi ve rock’n roll ile…