Al Pacino, uzun yıllar boyunca sinema dünyasında devleşmiş, iz bırakan performanslarıyla hafızalara kazınmış bir isim. Her rolünde farklı bir boyut kazanan Pacino, sanatıyla kendini ifade ederken, hayatının geri kalanında daha sade bir profil çizdi. Ancak yeni anı kitabı Sonny Boyla birlikte, kendi hikayesini de paylaşmaya karar verdi. Bu kararı vermesi ise pek kolay olmamış.

Pacino, kitabı yazmanın zorluğundan bahsederken “Hiç değişmedi. Pişmanım. Dünyada kim kendini yeniden bir hedef haline getirmek ister ki?” diye belirtiyor. Gece yarısı uyandığında yaşadığı endişeleri anlatıyor: “Doğru olanı söyledim, bildiğim tek şey bu.”

AL PACINO: ‘OYUNCULUK HAYATIMI KURTARDI’

Pacino’nun hayatı boyunca onu etkileyen bir sözü ise ünlü gösteri sanatçıları Flying Wallendas’dan geliyor. “Hayat ipte olur, geri kalan sadece bekleyiştir,” diyerek, bu cümleyi hayatının anlamı olarak görüyor. Pacino için hayatın en canlı ve dolu dolu hissedildiği yer ise oyunculuk, yani o ince ipte yürüme deneyimi.

Pacino, oyunculuk ile gerçek hayatı neden ayırdığını şu sözlerle açıklıyor: “Gerçek hayatta tekrar yapma şansınız yok, ama oyunculukta var. Oyunculuk benim hayatımı kurtardı çünkü yapabileceğim bir şey olduğunu biliyordum.” Ona göre, oyunculuk bir beceri ya da işten çok daha fazlası. Buddy Rich’in davul performansını dinlerken hissettiklerini anlatırken, bu tutkusunu ortaya koyuyor: “O anda salon tamamen sessizdi ve herkes ayağa kalktı, bağırdı, çığlık attı. Ben de kendimi çığlık atarken buldum. Sinatra sahneye çıkıp ‘Bir şeye bağlı kalınca böyle olur’ dedi.”

Sanat, Pacino’nun hayatındaki bu derin tutkunun bir yansıması. Marlon Brando’nun bir zamanlar “oyunculuk yalan söylemektir” sözünü hatırlatıldığında, Pacino buna karşı çıkıyor: “Bence, gerçeği bulmaktır.” Pacino’nun sahnedeki büyük performanslarından birine değinildiğinde ise bu özgürlüğü daha net anlıyoruz. “Scent of a Woman filminde verdiği büyük monologlardan birinde hissettiği duygular sorulduğunda, bu anların kontrol edilemez olduğuna dikkat çekiyor: “Bu, bilinçaltının devreye girdiği anlardan biri. Bir şeyler olur, bilinçsizce işler. Ve o özgürlüğü bulduğunuzda bilinçaltı işini yapar.”

‘SCARFACE BAŞBAŞKA BİR YERDEN GELDİ’

Pacino’nun oyunculuk kariyerinin önemli dönüm noktalarından biri olan Scarface filmi hakkında ise ilginç bir itirafta bulunuyor. Film sonrası eleştirmenlerce abartılı ve operatik bulunmasına rağmen, Pacino bu deneyimi farklı bir şekilde anlatıyor: “Scarface, bambaşka bir yerden geldi. 14-15 yaşlarında okulda yaptığım bazı işler, belki de hayatımın en ilham verici işleriydi.” Pacino, o dönemdeki coşkusunu hala hatırlıyor ve “Scarface” sonrası kariyerindeki değişimi kabul ediyor: “Bu film, gerçekten daha büyük oynamaya başladığım dönüm noktasıydı.”

Oyunculuk üzerine olan bu derin düşünceleri, hayatındaki diğer alanlara da yansıyor. Özellikle son dönemlerde yaşadığı sağlık sorunları ve ölümle yüzleşmesi, onun için yeni bir bakış açısı kazandırmış. Pacino, Covid-19 yüzünden yaşadığı hayati tehlike hakkında konuşurken, “O an yoktum. Nabzım gitmişti, adeta göz açıp kapayıncaya kadar olmuştu. Kendine geldiğinde gördüğün ilk şey, etrafında uzay giysisi gibi kıyafetler giymiş doktorlar. Hep ‘Buradayım, yaşıyorum’ diye düşündüm,” diyerek, o deneyimi anlatıyor.

Pacino, yaşlanmanın getirdiği içsel değişimleri ve hayatına yeni giren oğlu Roman’ın bu süreçte nasıl bir etki yarattığını da paylaşıyor. Pacino için, bu yeni babalık deneyimi, hayatına derin bir anlam katmış: “Bu, dünyada var olan bir şeyin ötesinde daha büyük bir şeyin olduğunu hissettiriyor. Büyük Patlama’nın sesini duyabildiğimizi öğrendiğimde çok etkilendim; biz gerçekiz, varız. Bu muazzam bir şey!

Al Pacino, oyunculuğa olan tutkusunu, hayatının her anında canlı tutan ve sanatıyla dünya üzerinde silinmez izler bırakan bir isim. Sonny Boy ile kendi hikayesini paylaşırken, o hep hayran olunan duygusal derinliğini ve coşkusunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kitabın arka kapağından alıntı
“Sonny Boy, korkacak ve saklayacak hiçbir şeyi kalmayan bir adamın anı kitabı. Tüm büyük rollerin, önemli işbirliklerinin ve önemli ilişkilerin, yaratıcılık ve ticaret arasındaki en üst düzeydeki sorunlu evliliğin hakkı tam olarak veriliyor. Ancak kitabın altın ipliği, sevgi ve amaç ruhudur. Aşk sizi hayal kırıklığına uğratabilir ve hırslarınıza yenik düşebilirsiniz; parlayan ışıklar aynı zamanda sönebilir de. Ancak Al Pacino, dünyevi ödülleri hakkında en ufak bir fikre sahip olmadan önce bir zanaata derinden aşık olacak kadar şanslıydı ve asla aşkından vazgeçmedi. Bütün farkı yaratan da bu oldu.”