Ece ULUSUM

Jennifer Lopez, altı yıl aradan sonra yeniden İstanbul’daydı. 5 Ağustos’taki Up All Night: Live in 2025 turnesinin Yenikapı ayağı, ışıkları, dansçıları ve milimetrik koreografileriyle bir gösteri dersi gibiydi. Ama aynı zamanda İstanbul’un konser izleme alışkanlıklarını da bütün çıplaklığıyla sahneye koydu. Sahne, Lopez’in altın pullarından çok, kalabalığın alışkanlıklarını parlatıyordu.

Gecenin açılışını DJ Faruk Sabancı yaptı. Elektronik ritimler deniz kenarındaki nemli havaya karışırken, hala yerini bulmaya çalışan kalabalığı yavaş yavaş ayağa kaldırdı. Alandaki performansıyla kitlesini büyütmeyi başardı. Ardından Lopez, dakikalarla ölçülen bir gecikmeyle sahneye çıktı. Açılışı Get on the Floor ile yaptı, sesi yerindeydi. İlk iki şarkıda da Lopez dans etmedi, belli ki tempoyu kasıtlı olarak inşa ediyordu. Üçüncü parçadan itibaren ise sahne tamamen değişti: tam kadro dansçılar, şapka fırlatmalar, ışıkla senkronize adımlar… 

ROCK SOUND’LARLA IŞILTILI JLO

Gecenin müzikal omurgası pop’du, ama rock dokunuşlarıyla sertleşmişti. Jenny from the Block’un ortasında Queen’in We Will Rock You riff’i çalındı. Bu, sadece bir “stadium rock” jesti değil aynı zamanda Lopez’in sahneyi pop’tan daha ağır tınılarla domine etme tercihi. Son yıllarda pek çok pop yıldızının turnelerinde bu sertleşme hissediliyor. Pop yıldızlarının yaş ilerledikçe rock tınılarına yanaşması bilinir, Lopez de bu akıma gönüllü katılmış görünüyordu.

Setlist, katalog değerindeki hitler ile yeni dönemin şarkılarını dengeli biçimde harmanlıyordu. If You Had My Love, Love Don’t Cost a Thing, I’m Real ve Waiting for Tonight gibi klasikler, Free ve Up All Night ile yan yana geldi. Yeni parçalar, canlıda albüm versiyonlarına göre daha sert, daha davul ve bas ağırlıklıydı. Konser boyunca Lopez’in sahnede altı kez kostüm değiştirmesi ise başlı başına bir şovdu. Bazı anlarda şıklıkla teatral abartı arasındaki çizgiye ustalıkla basıp geçti. Prodüksiyonun ölçeği de etkileyiciydi: 70 tır, 800 ışık ünitesi, 36 metrelik ses kuleleri…

Ama bütün bu teknik ihtişama rağmen LED ekranlar en arkadaki izleyiciler için küçük kaldı.  50 bin kişilik bir kalabalıkta, sahneyi göremeyen kişilerin olması artık büyük konserlerin kronik kusurlarından biri. Önemli olan bilet satmak, gerisini hissiyat tamamlar. Bu konserde Justin Timberlake faciası yaşanmadı fakat bazı eksiklikleri bolca sosyal medyada paylaşıldı. Konu sadece organizasyon değil. Seyirci ise başka bir hikaye. Konserin yarısında hala telefon ekranına gömülü insanlar vardı. Bir hayranının doğum gününü sahnede selfie çekerek kutladığı an, prodüksiyonun içinde insana en yakın anlardan biriydi ama kalabalığın çoğu bu anı da sadece telefon ekranından gördü.

BİR HİKAYENİN PARÇASI OLDUK

Fakat konser ve festival kültürünü deneyimleyebilmek gerçekten özel… Sadece sahnede gördüğünüz sanatçıyla değil, aynı anda orada olmayı seçmiş binlerce insanla kurulan o görünmez bağ, müziğin en güçlü tarafı. Böyle geceler, sahneye çıkan ismi beslediği kadar sektörün tamamına da nefes aldırıyor; bilet keseninden ışık teknisyenine, güvenliğinden sahne arkasındaki çevirmenine kadar herkes, o enerjiden payını alıyor. İzleyici içinse bu, hayat boyu hatırlanacak bir hikayenin parçası olma fırsatı.

Kalabalığın içinde, o geceye farklı bir heyecanla gelmiş özel bir grup vardı: Doritos’un KazandıRio uygulaması üzerinden düzenlediği ankete katılan 50 talihli ve onların yanındaki arkadaşları, yani toplam 100 kişi. Yıllardır hem global hem de yerli marka iş birliklerinde bir cips markasının çok ötesinde duran Doritos, müzik deneyimini gençlerin eline tutuşturduğu bir biletle sınırlamıyor; onları gerçekten sahnenin nabzını tutan bir atmosferin içine yerleştiriyor. 5 Ağustos’ta da aynen böyle yaptı, gençleri konserin tam kalbine taşıdı ve o gecenin enerjisini onların hafızasına kazıdı. Nicelerine…

SESİ VE SAHNE ŞOVU YERİNDE

Konsere dönecek olursak, Lopez’in sesi 90’lardaki kadar güçlü değil belki ama hala sahneyi domine edecek kadar sağlam. Orta tempolu şarkılarda vokal kontrolü belirgindi, yüksek tempolularda ise dans ile vokali dengelemek için yer yer back vokallerin ve solo enstrümanların desteğine yaslandı. Büyük pop prodüksiyonlarında alışıldık bir taktik bu ve Lopez bunu ustalıkla uyguladı.

Yenikapı konseri, Jennifer Lopez’in pop divası unvanının sağlamlığını kanıtladı. Ama aynı zamanda İstanbul’un küresel bir yıldızı nasıl ağırladığının, seyircinin böyle bir geceyi nasıl tükettiğinin de hikayesiydi. 70 tır, 800 ışık, 36 metrelik kuleler… Bunlar bir konserin ihtişamını anlatır. Asıl mesele, o ışıkların kime ve nasıl ulaştığı. O akşam İstanbul Festivali’ndeki 50 bin kişinin her biri başka bir konser yaşadı: Kimi Lopez’i gördü, kimi telefonu ekranlarını…

@backonstage_ Jennifer Lopez konserde adeta uçtu! Doritos daveti ile katıldığımız konser unutulmaz geçti. #livemusic #jenniferlopez #jlo #tiktokmusic #dance #istanbulfestivali ♬ orijinal ses – BackOnStage

KIYAS TEHLİKELİ OLMAYA BAŞLADI

Ertesi gün, dergimizin TikTok hesabında paylaşılan bir Lopez videosu 770 bini aşkın izlenmeye ulaştı. Yorumlarda Hadise ve Lopez’in dansları kıyaslandı. Zira artık sahnede ne olduğundan çok, sosyal medyada nasıl göründüğü konuşuluyor. Belki de konsere hiç gidememiş kişilerin sosyal medyadaki yorumları etkinliklere gölge düşürüyor. Toplum baskısı nedeniyle yapılabilecek şovların sanatçıların endişelerinden dolayı gerçekleşmesi imkansızlaşıyor.