Ahmet YATĞIN
@ahmetyatgin

İki Japon, bir Koreli Japon, bir İtalyan ve bir Türk bir araya gelirse ne olur? Kötü bir fıkra değil, bir caz albümü. Türk caz sahnesinin beğenilen isimlerinden, akademisyen Selen Gülün, Japonya’ya yerleştikten sonra müzik yolculuğuna devam ediyor. Japonca öğreniyor, son albümünde bir Haiku da var. Geçen aylarda çıkan albümden sonra, farklı bir tarzda yeni bir tekli yayınladı bile, önümüzdeki aylarda da yoğun bir programı var. Bu kadar işinin arasına bir sohbet sıkıştırabildik.

ο Many Faces albümünüze Nasıl tepkiler aldınız?

Many Faces, Japonya’daki duo konserlerin bir yansıması oldu. Türkiye’de tanıtmak için çok uğraşmadım. İşlerimle yakından ilgilenen dinleyiciler dışında çok büyük bir kitleye ulaşamadı. Onlar çok sahip çıktı ama Türkiye’de müzik eleştirmenleri yazmadı. Duyanlar, Japonya’nın bende değişik bir yansıması olduğunu söylüyor. Ben daha çok doğru müzisyenlerle, kendimi kısıtlamadan bir anlatı geliştirdiğimi düşünüyorum.

‘CEVAP GERÇEK YÜZLER’

ο Albüm kapağında aynı yüzün farklı duyguları yansıttığı bir fotoğraf görüyorum. Bu “yüzler” görmekten sıkıldığınız aslında birer maskenin temsili mi?

Aslında kişinin kendi içindeki diğerleriyle yüzleşmesini anlatıyor. Albüm kapağını, şarkıyı ben daha yeni yazmışken fotoğraf sanatçısı arkadaşım, Seyhan Camgöz Melbourne’de çekti. Fotoğraf çekimi yaptık, ardından bana bu görseli kendi hazırlayıp yolladı. Şok oldum! Hiç bahsetmediğim halde bu görsel gelince albüm yapmam gerektiğini anladım. Albüm görseli albümden önce geldi yani. Öte yandan, çok kişilikli olan yapım, birbirinden farklı 7 albümümden anlaşılabiliyor aslında. Yani cevap, gerçek yüzler…

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Selen Gulun (@selengulun)’in paylaştığı bir gönderi ()

ο Albüm nasıl şekillendi?

Aklıma düştüğünden beri heyecanlanıyordum. Bir de kendi plak şirketimi böyle bir işle başlatmak hayalim vardı. Albümün plak için tasarlanmış bir formu var. İlk yüzünde yazdığım dört parçayı iki Japon, bir Koreli Japon ve bir İtalyan arkadaşımla çaldım. İkinci yüzündeyse aynı kişilerle aynı sırada doğaçlama kompozisyonlar çalıyoruz. Her müzisyenle farklı stüdyolarda ikişer saat geçirdim. Albüm tamamen canlı kaydedildi. Miksleri çalışmayı çok sevdiğim Emre Malikler yaptı. Mastering’ini de gerçek bir uzman, Scott Hull yaptı. Plak için analog olarak New York’ta kendi hazırladı ve Japonya’nın en önemli plak fabrikası Toyokosei’ye yolladı. Onlar da analog kopyadan bastılar. Bu anlamda arşivciler için kıymetli bir albüm oldu. Türkiye’de Opus3A’dan alınabiliyor.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Selen Gulun (@selengulun)’in paylaştığı bir gönderi ()

 ‘SONUNDA EVİ TAŞIDIM’

ο Tokyo’da yaşıyor ve konserlere İstanbul’a geliyorsunuz. Neden Tokyo’dasınız?

Tokyo, müzik yapmayı çok sevdiğim bir şehir. En az 150 caz kulübünde çok iyi ses sistemleriyle, ilgili müzik dinleyicilerine çalabiliyorsun. Bu hepimizin rüyasıdır. İlk gidişim 2014’te, 2010’da yayınlanan albümüm Answersı Japonya’nın en büyük plak dağıtımcısı Disc Union talep edip piyasaya sürünce oldu. Albüm ilk 6’da sattı. Konserlere ve imza gününe gittim, yanımda 2013 albümüm Başka’yı götürdüm. O da 4 numaraya kadar yükseldi. Sonra konserler başladı. Sonunda evi taşıdım.

ο Söz ve müzik arasındaki ilişkiyi, özellikle Türkçe için nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendi dilimde şarkı söylemek benim için çok önemli. Küçüklüğümden beri çeşitli formlarda yazılar yazıyorum. Kendimi kendi dilimde ifade ediyorum. Türkçe, hecelere bölünebilen yapısı sebebiyle aslında müziğe kolay ekilebiliyor. Dünyanın her yerinde Türkçe şarkılarımı söylüyorum. Genellikle “Ne dediğini anlamıyorum ama üzerimde çok derin etkiler bırakıyor” deniyor. Çok hoşuma gidiyor.

ο Müzik dışında neler sizi besliyor?

Modern dans ekipleri, tiyatrolar için, kısa filmler için besteler yaptım, devam da ediyorum. Bazı görsel sanat projeleriyle ortak işler yapıyoruz. Hatta İtalyan Marcello Allulli ve Emanuele de Raymondi ile İtalya’da 2017’de ortak çıkardığımız albüm KAPI, sahnede görsel sanatçılarla birlikte çalınıyor. Şimdiye kadar Türkiye’den Ouchhh, Tokyo’da Japonya’dan Akiko Nakayama, Roma’da İtalyan Gabriel Zagni ile birlikte konserler verdik… Bir besteci için hayatla ilgili her şey esin kaynağı olabilir.

ο Gelecek planlarınız neler?

Yeni bir trio EP üzerinde çalışıyorum. Onu da kendi plak şirketim iKi Muzik’ten çıkartacağım. Bu aralar en önemsediğim proje iKi Muzik’i yaşayan, çağdaş eserler üretip yayınlayabildiğimiz bir alan haline getirmek. Ayrıca İstanbul, Tokyo ve İtalya’da performanslar devam edecek. 30 Ocak – 6 Şubat arası Sabancı Müzesi’nde gerçekleşecek bir projenin katılımcısı olacağım. İstanbul’da atölye çalışmaları yapmak için The Badau ile konuşuyoruz.