Türkiye’nin bağımsız müzik sahnesi, karanlık ve derin bir albümle buluşuyor: Seda Erciyes ve Bataklığımda. Caz, R&B ve elektronik dokularla beslenen bu alternatif pop albümü, yalnızca müzikal anlamda değil, içerdiği temalarla da dinleyiciyi sarıp sarmalayan bir yolculuk sunuyor. Seda, toplumsal cinsiyet normlarının dayattığı sınırları sorgularken, kırılganlık ve güç arasındaki ince çizgiyi şarkılarında işliyor. Albümün her bir notası, kişisel bir yüzleşmeyi ve yaratıcı bir direnişi yansıtıyor.

KARANLIKLA AYDINLIK ARASINDA DENGE

Seda Erciyes’in bu müzikal yolculuğu, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi aldığı dönemde başladı. Üniversite yıllarında aldığı caz eğitimleri ve sahne deneyimleri, sanatçının özgün tarzını inşa etmesinde önemli bir rol oynadı. 2019 yılında kendi bestelerini paylaşmaya başlayan Seda, kısa sürede Türkiye’de R&B’nin öncü isimlerinden biri olarak anılmaya başladı. Bataklığımda, bu sürecin hem bir sonucu hem de sanatçının kendi iç dünyasına yaptığı derin bir yolculuğun yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Albüm, döngüsel yapısıyla Seda’nın karanlık ve aydınlık arasında gidip gelen duygusal deneyimlerini dinleyiciye aktarıyor.

Seda Erciyes albümü duyurduğu IG post görselinde şunları yazdı: “Bataklığımda şimdi tüm platformlarda yeşerdi. Bu albüm tüm zorluklara göğüs gererken kendine hata yapma payı vermeyen, mükemmelliyetçi yaklaşımıyla bir adım atamayan, zayıf ve kırılgan taraflarını yok sayarak güçlü olduğuna inanan herkese. Gelin dibi görelim, gelin karanlıkta gözlerimizi açalım, gelin bataklığımızda debelenmeyi bırakalım ki tekrar yüzeye çıkabilelim. Pislenelim ve çamura batalım. Gelin yabani taraflarımıza bi şans verelim.”

Arsan Salaryfar’ın prodüktörlüğünde şekillenen albüm, hem teknik hem de duygusal anlamda güçlü bir izlenim bırakıyor. Mehmet Mutlu’nun prodüktörlüğünü üstlendiği “Gölge” ve Dilan Balkay’ın trompet solosuyla öne çıkan “Çamur Interlude”, albümün duyusal derinliğini artıran parçalar arasında yer alıyor. Seda, her şarkıda hem kendisiyle hem de dinleyicisiyle dürüst bir bağ kurmayı başarıyor. “YABANİ” ve “Bundan Sonra Aşk Yok” gibi parçalar, sanatçının iç dünyasında bir keşfe çıkarken, dinleyiciye de kendi duygusal çatışmalarını sorgulama fırsatı sunuyor.

GÖRSELLİĞİ İNCELİKLE İŞLENMİŞ BİR ALBÜM

Albüm, yalnızca müziğiyle değil, görsel dünyasıyla da dikkat çekiyor. Seda, albümün kapak tasarımında Mert Yemenicioğlu ile birlikte çalışarak, albümün temasını tamamlayan bir görsel estetik yaratıyor. Performans sanatıyla zenginleştirilen bu albüm, Mustafa Nurdoğdu’nun çektiği etkileyici kapak fotoğrafıyla daha da derinleşiyor. Moda ve görsel sanatlara olan ilgisi, Seda’nın müziğini bir adım öteye taşıyor ve onun sahne performanslarına da eşsiz bir boyut katıyor.

Bataklığımda, bir müzikal eser olmanın ötesine geçerek Seda Erciyes’in içsel yolculuğunu ve bu yolculuğun dinleyiciyle olan bağını keşfettiği bir alan yaratıyor. Seda, bu albümle sadece bağımsız müzik sahnesinde değil, kendi karanlıklarını ve ışıklarını cesurca paylaşan bir sanatçı olarak da iz bırakıyor. Her dinleyişte farklı bir detayın keşfedildiği bu döngüsel anlatı, dinleyicilere hem Seda’nın dünyasında hem de kendi duygusal labirentlerinde kaybolma fırsatı sunuyor. Bu, Seda’nın ilk albümü ama kesinlikle son durağı değil. Türkiye’nin müzik sahnesine kattığı bu yenilikçi soluk, daha büyük işler için bir başlangıç gibi görünüyor. Albümü Seda Erciyes’ten dinlemek isteyenler, lansman konseri 16 Aralık’ta Salon İKSV’de. Biletler için buraya tıklayabilirsin.