Sanatçılarla hayranlar arasındaki etkileşimi tasarlayan bir stüdyo olan Mörç, artistik ifadeleri ürünlere dönüştürerek sanatçı ve hayran arasında temas alanları yaratıyor. Üretim, tasarım ve satış sürecini kapsayarak uçtan uça bağlanan bir deneyim sunuyor.
Sanatçılar, vakıflar ve markalar adına etik, sürdürülebilir ve kaliteli merchandise’lar geliştiren marka, sanatsal ifadeleri ve özgün marka hikâyelerini nitelikli merchandise’lara dönüştürüyorlar. Böylece değerler etrafında bir araya gelen topluluklara etkileşime açık, özgün ve yaratıcı temas alanları oluşturuyorlar.
Marka, geçtiğimiz günlerde ise Hey! Douglas için hazırladıkları İstanbul Çorbası koleksiyonunun lansmanını gerçekleştirdi. İstanbul’un kaotik cazibesinden beslenen bir hikâyeye sahip olan koleksiyon, sadece müzikle ilgili değil; yaratıcılık, kültür ve benzersiz tasarımlarla ilgili.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Hey! Douglas’ın bugüne kadarki müzikal mirasıyla İstanbul Çorbası‘nın buluşma hikâyesini ise VeYasin şöyle anlatıyor; “Hey! Douglas gibi Batı’nın imkânlarını doğunun havanında dövme potansiyeli ve içgüdüsü olan; bizim armonilerimizi ve melodilerimizi bir sonraki nesle taşıma gibi bir misyonu benimseyen ve dünyaya, yabancıya “Hey! Douglas” diye seslenen bir müzik projesinin yapacağı yemek bir çorba olurdu diye düşündüm. Şu anda İstanbul’da karman çorman, çorba gibi bir şeyin içerisindeyiz. Biz de İstanbul çorbasıyla şehrin karışıklığını benimseyip bunu sahiplenmek istedik. Onu içmekten ve servis etmekten keyif alalım dedik.”
Mörç’ün Hey! Douglas’la merch kültürü ve İstanbul Çorbası koleksiyonu üzerine gerçekleştirdikleri söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsin!