Ocak 1965. Bob Dylan, efsane olacak albümü Bringing It All Back Home’un kayıtları sırasında gitarıyla Columbia’nın New York’taki stüdyosunda poz veriyor. Rock tarihinin en önemli olaylarından biri olarak gösterilen albüm, ABD ve Avrupa listelerinde en üst sıralara oynayıp Dylan’ın rock efsanelerinden biri haline gelmesine de önemli bir katkı sundu. Albümün çıkışı, Dylan ve Joan Baez’in birlikte yürüttüğü bir turnenin son konserine denk gelmiş. Manidar da olmuş, Bringing It All Back Home albümü hem Dylan’ın hem de rock dünyasının yeni bir dönemine işaret ediyor keza. O döneme kadar dinleyicilerinin alışkın olduğu düz, protest sözler yerini daha katmanlı sözlere bırakmış. Bestelerde de Chuck Berry’den Beatles’a pek çok farklı ismin esintileri hissedilebiliyor. 1979’da Rolling Stone eleştirmeni Dave Marsh da albümü, “Chuck Berry, Rolling Stones ve Beatles’ı sol tandanslı bir folk müziğiyle birleştirerek Dylan gerçekten her şeyi eve getirdi” diye anlatıyor. Diğer birçok eleştirmenden de yüksek notlar alan albüm, Rolling Stone dergisinin tüm zamanların 500 albümü listesine de girdi. Tüm bu övgüler bir yana, albümün kıymetini özetleyen yorum John Hughes’den gelmiş. Yönetmen, albümü “Perşembe akşamı başka biriydim, Cuma başka” diye özetliyor. Söyleyecek başka söze de yer kalmıyor…
