2021 yılında Türkiye’deki bağımsız müzik yapımcılarını aynı çatı altında buluşturma amacıyla kurulan Bağımsız Müzik Yapımcıları Derneği (BMYD), 9 Kasım Cumartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi Başkanlığı, İBB Kültür AŞ ve MERLIN partnerliği ile Müze Gazhane’de Bağımsız Müzik Günleri‘nin ikinci edisyonunu gerçekleştirdi.
Müze Gazhane T Atölye’de saat 13.00 – 17.45 arasında gerçekleşen paneller, toplam 5 oturumdan oluşuyordu. Yayınımızın kurucusu Ece Ulusum‘unda konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda, Şafak Ongan‘ın moderatörlüğünde ve Heja Bozyel‘in katılımıyla Ulusal ve Alternatif Medyanın Bağımsız Müziğe Yaklaşımı konusunu ele aldılar.
Şafak Ongan’ın yönlendirmesiyle; ulusal basının alternatif müziğe olan yaklaşımından gazetecilerin kendilerini daha özgürce ifade edebilmek adına kendi bağımsız mecralarını kurmasına, bağımsız müzisyenlerin alternatif medyaya olan yaklaşımından her iki tarafın birbirine sağladığı faydalara kadar birçok konuya değinildi.
‘ULUSAL MEDYADA BAĞIMSIZ MÜZİĞİN YERİ YOK’
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimizin bağımsız müziğin kurucu ve önemli isimlerinden İrfan Alış’ı anarak konuşmasına başlayan Ece Ulusum, ana akımda medyada çalışırken yaşadığı zorlukları ve bu zorluluklar doğrultusunda kendi alternatif mecrasını kurma yolculuğunu şu sözlerle anlattı: “Açıkçası ben Back on Stage’i kendime kurtuluş yolu olsun diye kurdum. Kendi dünyamı oluşturayım diye ve şanslıyım ki benim gibi birçok insan varmış. Ulusal medyada bağımsız müziğin yeri gerçekten yok. Ana akım müziğin yeri sadece magazinsel ya da güzel görseller kullanılan haber içeriği.”
Her gazetecinin aslında küçük bir pazarlamacı olduğunu söyleyen Ulusum, yeni jenerasyonun heyecanlı olmadığını, yeni müzikler keşfetmediklerini ve her şeyin en başında vazgeçtiklerini dile getirdi. Alternatif müzisyenlerin alternatif medyayla olan ilişkisinin nasıl olduğunu soran Şafak Ongan, bu konuya dair Türkiye’nin en büyük üç grubuna kolayca ulaşırken alternatif müzisyenlerle iletişim kurmakta zorlandığını dile getirdi.
Heja Bozyel konuya dair düşüncelerini ise şu şekilde ifade etti: “Şu an alternatif olmayı seçmek gibi bir şey var. Gerçekten gazeteciyle röportaj vermek istemiyorsan vermezsin ve alternatif kalırsın. Bu bana birazcık strateji gibi geliyor.”
‘MÜZİSYENLER MEDYA İLE TARİHE İZ BIRAKIYOR’
Son zamanlarda insanların medyanın önemini anlamadıklarını düşündüğünü söyleyen Ulusum, müzisyenlerin medya ile müzik tarihine iz bıraktıklarını, gelecekteki müzisyenlere veya okurlara bir şey ifade edeceklerini es geçtiklerini dile getirdi. Aynı zamanda müzisyenlerin kendi paylaşımlarında tek düze olduklarını ifade eden Ece Ulusum, karşılarında nitelikli bir gazeteci olduğunda kendi katmanlarını açabilme fırsatını kaçırdıklarını da ekledi.
Oturumun ilerleyen bölümlerinde ise konuşmacılar, bağımsız müzisyenler ile alternatif medyanın karşılıklı olarak birbirine yardımcı olduğunu, fayda sağladığını dile getirdi. Ece Ulusum ise konuyu kendi tecrübelerinden yola çıkarak şu şekilde örneklendirdi: “Ezhel‘in ilk röportajını yapmıştım. Daha hiç kimse tanımıyordu, Ais Ezhel’di ve o röportajdan sonra bir kitleye ulaştı. Sonra olaylar büyüdü, bir röportaj daha yaptım ve bu sefer onun sayesinde ben biraz tanınır oldum. Derken o biraz Back on Stage’i paylaştı, benim dergime destek oldu. Ne yazık ki bir hapis olayı yaşadı, hapisten sonra ilk röportajını yine ben yaptım ve sonra biraz daha ulusala yayılır oldu. Kademe kademe birbirimizi büyüttük.”
Özetle konuyu toparlamamız gerekirse, Şafak Ongan, Ece Ulusum ve Heja Bozyel; alternatif basının bağımsız müzisyenleri desteklemek istediğini, bağımsız müzisyenlerin ise dışarıyla iletişime daha açık olduklarında bu durumun onlara daha avantaj sağlayacağını vurgulayarak, Ulusal ve Alternatif Medyanın Bağımsız Müziğe Yaklaşımı başlıklı paneli sonlandırdılar.
Bakalım ilerleyen günlerde bizi neler bekliyor olacak! Buradan bir kez daha belirtmemiz gerekir ise; alternatif bir medya olarak, bağımsız müzisyenleri desteklemeye, onların yanında olmaya ve birlikte üretmeye tam gaz devam edeceğiz!