“Güzel şeylerin ilgiye ihtiyacı olmaz” Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı filminin bu repliği, hüzünlü zamanlarımda karşıma çıkıyor hep. Yine de her izleyişimde daha yaşanacak ne çok şey var diye düşünmeden kendimi alamıyorum. İnsana yaşam enerjisi aşılayan, ilham ve umut veren çok güzel bir yol filmi. Hikaye öyle güçlü ve dokunaklı ki size sıradan insanların da görünenin ötesinde de çok farklı hikayeleri olabileceğini gösteriyor. Öyle ya herkesin bir hikayesi var. Teknoloji gelişiyor, hayat tekdüzeleşiyor. Ya hikayeler ve hayallerimiz olmasaydı, yaşanmışlıklar ve yaşananlar olmasaydı nasıl hissederdik?
Müzik, bu hikayelerin neresinden yakalıyor bizi? Romanlar, anlatılar, öyküler, şarkılara sığmayan başka başka yaşamlar… Şarkılar da birer hikayeyi barındırmaz mı? Hikayesiyle beni yakalayan şarkıları hep sevmişimdir. Mehmet Erdem’in Herkes Aynı Hayatta’da bahsettiği gibi değil midir hayat: “Herkes aynı hayatta/ Kendini bir şey sanma/ Ne kadar çok bilirsen/ O kadar bela başa/ Sen bilirsin aslında/ Aklımdan geçenleri/ Zaman her şeyi çözer/ Şu beklemek olmasa”
Joy Division… 2000’li yılların başında bir film sayesinde keşfettim onları. Grubun albümlerini bulabilmek için İstanbul’da dolaşmadığım müzik mağazası kalmamıştı. Sonradan öğrendim ki çok az albümleri vardı: hepi topu üç albüm. Nasıl oluyordu da bir müzik grubu üç albümle efsanelerin arasına katılıyor ve post-punk’ın öncülerinden sayılabiliyordu? Grubun solisti Ian Curtis’in hayat hikayesi ve şarkı sözü yazmadaki ustalığı grubu öne çıkaran etkenlerden biri olabilir. Bana göre asıl sebepse rock müziğine getirdikleri farklı yorum: Baterinin ve bas tonlarının minimal ritimlerle kullanılışı…
Ian Curtis, sesini kullanışıyla hikayesini tınılara yansıtabiliyordu. Sesinin derinliklerinden yansıyan sözcükler, anlattığı hikayelerle atmosfere karışıyordu. Love Will Tear Us Apart ve Atmosphere şarkılarında açık ve net biçimde işitip hissedebiliyordunuz bu duygu yoğunluğunu. Albümlerinden biri, Closer da müzikle yazılan bir ağıt adeta. Ian Curtis’in trajik ölümünden sonra grup üyeleri, onun anısına ithafen New Order adıyla devam ettiler müzik hayatlarına.
Anton Corbijn’in yönettiği 2007 yapımı Control, Ian Curtis’in hayat hikayesine odaklanan filmlerden biriydi. Bir insan olarak çektiği acıları ve şarkı yazma ve söylemedeki başarısını anlatıyordu film, trajik hayatının yanında. Müzik dünyası, sayısız başarılı ve başarısız hikayeleri içinde barındırıyordu. Bunu son yıllarda izlediğimiz müzik filmlerinde sıklıkla görebiliyoruz. Johnny Cash’in hayatını anlatan Joaquin Phoenix’in kusursuz performansıyla göz doldurduğu Walk the Line filmi gibi. Ya da kayıp şarkıcı ve müzisyen Sixto Rodriguez’in hayatından esinlenen, gerçek yaşanmışlıkla bezenmiş Bir Şarkının Peşinde belgesel filmi gibi.
Bu yazı, bana hayat hikayeleri ile dokunan sanatçılardan bir seçki, hikayenin peşinden koşanlara ithafen. Patrick Rothfuss’un Bilge Adamın Korkusu romanında dediği gibi: “Kelimeler, onlara yaptırmak istediğimiz işleri her zaman beceremezler. O yüzden müzik vardır. Kelimelerin boşa çıktığı zamanlar için…” Hikayelerinizin müziksiz kalmaması ve bol müzikli günler dileğiyle.
Not: Bu yazı yazılırken; dağılan Wild Beats grubunun şarkı sözü yazarlarından ve vokalistlerinden, multi-enstrümentalist Tom Fleming’in solo projesi One True Pairing’in ayni isimli yeni albümünü dinledim. Meraklısına…