Cazdan şansona uzanan geniş bir repertuvara sahip. 8 yıl boyunca İzmir Kent Orkestrası’nın solistliğini yaptı. Sevinç Yurdem, Ferdi Tayfur’un unutulmaz şarkısı Sen De Mi Leyla‘ya yaptığı yorumu tekli olarak piyasaya sürünce dikkatleri üzerine çekti. Biz de BoS olarak konuşalım dedik.
-
Son yıllarda arabesk müziğin dinleyici sayısında artış yaşanmakta. Şarkı seçiminizde bu etkili oldu mu?
Şarkıyı arama aşamasında müziğin türüyle ilgili keskin çizgilerim olmadı. Dikkate aldığım en önemli iki şey şarkının duygusu ve çok fazla kişi tarafından seslendirilmemiş olmasıydı. Sen De Mi Leyla, kadına söylenmiş bir serzeniş gibi tınlamadı bende. Aksine hayatı derin yaşayıp Leyla olan insanları düşündürdü ve bu hikayeyi anlatmak istedim. Dinleyici sayımın artma ihtimalini düşünmeden risk aldım diyebilirim.
- Sen De Mi Leyla yorumunuzun beğenilmesinin sebebi sizce nedir?
Beğenilmesi iyi hissettiriyor çünkü ilk teklim. Aranjörüm Cenk Erdoğan da benim gibi. Birçok tarzı deneyip kendi stiliyle çalmış. Benzer taraflarımız çok fazlaydı. Ben bu şarkıya nasıl bir aranje yapılması gerektiğini iyi analiz etmiştim. Cenk ile birbirimizi iyi anladık, iyi eşleşme oldu sanırım. Hatta şarkıda insanların kulaklarının alışkın olduğu bazı vokal tekniklerini, yapabildiğim halde yapmadım. Kendimden çok fazla uzaklaşmadan sade bir yorumla olmasını tercih ettim. Bu da insanlara samimi geldi sanırım.
-
İyi bir caz dinleyicisi olarak bir caz albümü yapmayı düşünüyor musunuz?
İlerleyen zamanlarda kendi şarkılarımı da dinleyicilerle paylaşmayı düşünüyorum. Ülkemizde muhteşem caz müzisyenleri var. Onların bestelerinden oluşacak bir albüm yapmayı planlıyorum.
-
İzmir’de ağırlıklı olarak caz yorumlayan birisiniz. Caz söyleyen biri olarak Ferdi Tayfur söylemenin sizde yarattığı zorluklar neler?
İstanbul’a gelmeden önce son 5 yıl yalnızca caz standartları söyledim. Caz müzisyeni kontrbas sanatçısı Kürşat And’la çalıştım. Fakat geri kalan yıllarda birçok tarzda şarkılar söylediğim için kendimi caz şarkıcısı olarak görmüyorum. Aslına bakarsanız pop şarkıcısı olarak da görmüyorum. Kendime yalnızca şarkıcı diyorum. Bu benim için en değerlisi. Bundan mütevellit kayıt esnasında duvara bakıp şarkı söylemek zorunda kalmak dışında bir sıkıntı yaşamadım. Ferdi Tayfur gibi isimlerin hiç değişmeyen bir kemik kitlesi var. Bu kitlenin bir kısmını yeni bir renk duymak mutlu etse de bir diğer kesim bu konuda çok katı. Bu riski almak belki bir zorluk olarak tanımlanabilir ama ben bu riski göze aldım. İyi ki de almışım!
10.000
Spotify’daki aylık dinleyici sayısı