Türkçe pop sahnesinde son dönemde dikkat çeken bir rota var: Büyük prodüksiyonların, gürültülü nakaratların ve iddialı sloganların yerini yavaş yavaş daha sakin, daha içe dönük ve dinleyicinin kendi boşluklarını doldurmasına izin veren bir anlatı türü alıyor. Masal’ın art arda yayınladığı teklilerle bu rotada ilerlediğini söylemek mümkün. Şimdi ise Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlanan Ne Anlarsan O isimli şarkısıyla, bu yolculuğun belki de en net manifestosunu masaya koyuyor. Şarkının adı bile anlamı dayatmayan, aksine dinleyicinin kendi deneyim süzgecinden geçirmesi için bir alan açan bir davet.
Bir ilişkinin ardından geriye ne kalır? Genellikle pop şarkıları bizi “Keşke sorsaydım” dedirten pişmanlıklara, yani sorulmamış sorulara odaklar. Masal ve şarkıda ona eşlik eden Eralp Yavuz’un kalemi ise daha incelikli ve belki de daha sancılı bir yere işaret ediyor: verilmemiş cevaplara. Bu küçük ama önemli nüans, şarkının bütün duygusal ağırlığını taşıyor. Şarkı aşkın herkes için farklı anlam taşıdığı klişesini bir kenara bırakıp, bir ayrılığın ardından yaşanan o kişisel sessizliğin ne kadar ortak bir his olduğunu dinleyicisine hatırlatıyor.
Yaylılarla Eklenen Özel Doku
Tolga Erzurumlu’nun düzenlemesi, Masal’ın vokalini ön plana çıkaran minimalist bir yapıya sahip. Her bir enstrüman, her bir ses, bir amaca hizmet etmek için orada; gereksiz hiçbir kalabalık yok. Bu bilinçli sadelik, şarkının atmosferini daha da dingin ve etkileyici kılıyor. Özellikle yaylı partisyonlarında Türkiye’nin en yetkin topluluklarından İstanbul Strings’in imzasının olması, bu minimalist yaklaşıma ne kadar özenildiğinin bir kanıtı. Dijital bir altyapının üzerine eklenen organik yaylı tınıları, şarkıya hem modern hem de zamana direnecek bir doku katıyor. Son dokunuşu yapan Emre Kıral’ın mix ve mastering’i ise tüm bu katmanların birbiri içinde nefes almasını sağlayarak, dinleyiciyi yormayan, aksine içine çeken bir ses evreni yaratmış.
Ne Anlarsan O, Masal’ın müzikal kimliğini pekiştiren, kendine güvenli bir adım. Dinleyicisine ne hissetmesi gerektiğini söylemek yerine, ona kendi hikâyesini hatırlatacak bir ayna tutuyor.