Popüler müziğin kuralları son on yılda yeniden yazıldı. Artık başarı, sadece akılda kalıcı bir nakarattan ibaret değil; aynı zamanda güçlü bir görsel kimlik, tutarlı bir anlatı evreni ve en önemlisi, yerel sınırları aşan küresel bir vizyon gerektiriyor. K-Pop endüstrisinin mükemmelleştirdiği bu formülü, Türkiye sahnesinde en yetkin şekilde uygulayan proje olarak Manifest, adım adım öne çıkıyor. Grubun bugün yayınlanan ve 13 Haziran’da çıkacak ilk albümleri Manifestival’in son habercisi olan yeni teklisi Snap, bu stratejinin ne kadar kararlı bir şekilde işlendiğinin en güncel kanıtı.
Jersey Club’dan İstanbul’a: Sesin Kendisi Bir Mesaj
Snap, ilk dinleyişte enerjisi yüksek, dans etmeye yönelik ve anında akla takılan bir pop şarkısı. Ancak müziğin altyapısına yakından bakıldığında, seçimin tesadüfi olmadığı anlaşılıyor. Son yıllarda küresel dans müziği sahnesinde popülerleşen “Jersey club” ritimlerinin kullanılması, grubun müzikal trendleri yakından takip ettiğini gösteriyor. Bu, sadece yerel dinleyiciye değil, aynı zamanda uluslararası pop müziği diline hakim bir kitleye de hitap etme niyetinin açık bir işareti. Ateş Atilla’nın yazdığı akılda kalıcı sözler ve Elber Tutkus’un prodüksiyonu, bu modern ve uluslararası tınıyı, grubun “cesur” olarak tanımlanan tavrıyla birleştirerek Manifest’in kimliğini pekiştiriyor.
Dünyaya açılma işi tamam, sırada ne var?
Manifest’i benzerlerinden ayıran en iddialı hamle ise şüphesiz müziklerini sunuş biçimleri. Snap’in video klibi, Türkiye’de daha önce pek rastlanmayan bir projenin, bir “albüm kısa filminin” parçası olarak tasarlandı. Bu arada denense de yarıda kaldı ya da istendiği gibi gitmedi.
Bu, grubun her şarkıyı bağımsız bir birim olarak değil, Manifestival adını verdikleri daha büyük bir görsel ve tematik dünyanın parçası olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Yönetmen Mali Ergin’in imzasını taşıyan klip, kısa sürede grubun hayranlarınca binlerce kez izlendi.Tüm bunlar Manifest’i bir müzik grubundan bir kültür markasına dönüştürme potansiyeli taşıyor.
Grubun geçen ay global yayın Rolling Stone’a röportaj veren ilk Türk sanatçı olması, bu küresel vizyonun sadece bir temenni değil, karşılık bulmaya başlayan bir gerçeklik olduğunun altını çiziyor. Snap, bu büyük oyunun sadece son perdesi. Asıl Manifestival ‘başladığında’, Türkiye’den çıkan yeni nesil bir pop sesinin dünya sahnesindeki yolculuğunun ne kadar heyecan verici olabileceğine hep birlikte tanıklık edeceğiz gibi görünüyor.