Ahmet YATĞIN
@ahmetyatgin

Fransa’dan yıllar önce gelen birbirlerine âşık olup evlenen Richard Laniepce ve Aslı Doğan’ın kurduğu Kolektif İstanbul ile Back on Stage ilk doğum günü partisinde Salon İKSV’de birlikteydik. Birinci yaş partimiz için alacakları sahne öncesinde ‘soundcheck’ yapan ekibi izledim. İşin her tarafını bu kadar eğlenerek yapan başka bir ekibe rastlamamıştım doğrusu. Hazırlıkların ardından kulise çekilen Kolektif İstanbul ekibiyle bir araya geldiğimizde, partinin başlamasına kısa bir süre kalmıştı. Önce Richard’a soy isminin tam olarak nasıl telafuz edildiğini sormak ile başladım. Fransızca’nın beni yine şaşırtan okunuşu ile son derece keyifli bir sohbet başlamıştı.

Richard, Balkan ve Anadolu müziklerine olan tutkusu sayesinde İstanbul’a gelmiş ve Aslı Doğan ile öyle tanışmıştı. Fransa’nın Kuzey Batı bölgesinden gelen Richard orada geleneksel müziğin çok güçlü olduğu koşullar altında yaşıyordu. Anadolu ve Balkan kültürü ile oldukça benzediğini ancak dil farklılıkları, dans farklılıkları gibi ayrıntıların da olduğunu bizler ile paylaşan Richard, kendi yaptıkları müziğe “Balkanlar’dan, Bulgaristan’dan, Anadolu’dan, hatta benim memleketten gelen ortak bir şey buluyoruz ve bunun üzerinde çalışıyoruz” diye sözlerine devam ediyor. Caz, funk veya groovy bir şey eklemeye çalıştıklarını ve bu yüzden “progregsif düğün müziği” yakıştırması yaptıklarını söylüyor.

‘DANSIN EN ÖZGÜR FORMU’

“Modernize kelimesini kullanmak istemiyorum çünkü; sanki kötüymüş de daha iyi hale getirdik, modernize ettik, gibi anlaşılıyor. Öyle bir şey demek istemiyorum. Ama bir füzyon yapıyoruz. Tabii bu füzyonu yaparken de otantik bir şey yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız sadece yen bir ambalaj değil.” Daha geleneksel işleri, etnomüzikolojik işleri, kaynağından olan işleri takip ettiklerinden bahsediyor.

Aslı Doğan ise “Aslında biz düğün müziklerinde dans etmeye çekinen insanların bizim konserimizde dans etmesini sağlarken çok farklı bir şey yapmıyoruz. Sadece ambalajını, sunuşunu değiştiriyoruz. Bağlamından çıkarıldığı ve başka bir kulakla dinlenildiği zaman insanlar, müziğe kendilerini bırakmanın yeterli olduğunu görüyorlar.” Aslı Doğan, yaptıkları işe olan alkışı; insanların dans etmesi ile ölçtüklerini bizler ile paylaşıyor; “Çünkü alabileceğimiz en büyük karşılık o. Onunla beraber motive olan, insanlar ile beraber hareket eden bir müzik…” Yıllarca sahneden göbek atan insanları izlediklerini ve dansın en özgür formu ile karşı karşıya kaldıkları için çok mutlu olduklarını paylaşan Doğan, düğünlerde çalmadıklarını ama her yeri düğün salonuna çevirmekten büyük keyif aldıklarını söylüyor.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Kolektif Istanbul (@kolektifistanbul)’in paylaştığı bir gönderi ()

 

Yeni albümü merak ediyorum. “Yolda diyor  Doğan, “Tarih vermekten korkuyorum. Çünkü tarih verip bir gün sonrasında farklı bir tarih vermek zorunda kalmıştık. O yüzden şimdilik yolda diyelim…” Albümün Aralık ayı itibarıyla son halini alabileceği sinyalini alıyoruz. Son albümleri Pastırma Yazı‘ndan bu yana neredeyse 4 seneyi geride bıraktık, artık yen parçalar şart.

Konu ülkemizin onu çok sevdiği Ciguli’ye geliyor. Milyonların gönlünde taht kuran Ciguli birlikte çalışabilme şansı yakalayan Kolektif İstanbul’un Ciguli’ye olan bakışını, onlardaki yerini öğrenmek istiyorum ve sözü Richard ’a bırakıyorum. “Ciguli ile çok özel bir şey yaşadık. Maalesef kısa sürdü. Hep aklımızda vardı. Aslında fikir bizden çıkmadı. Ama Aslı anlatmalı o daha iyi anlatır” dedi. Doğan ise “Aslında Ciguli’nin hayatla kurduğu bağ bizi çok etkilemişti. Tanıştıktan sonra çok daha özel bir şeye dönüştü bu. Yıllar önce Pozitif’te çalışırken Mehmet Uluğ önerisiyle gelişen bir fikir olarak zihinlerimizde yer etmiş ve sonunda kısa bir süre de olsa bu düşüncemizi gerçekleştirmiştik.”

‘PLAYLIST’İMİZ YOK’

Söz müzikteki küreselleşmeye geliyor. Doğan küreselleşen dünyada yerel olmak çok daha kıymetli hale geldiğini söylüyor. “Biz yerel, kendinden beslenen ve kaynağından beslenen bir iş yaptığımız için pek çok ülkede sahne alma şansı bulduk. Üstelik bizim yaptığımız müzik dünyanın pek çok noktasından besleniyor. Kullandığımız enstrümanlar olmak üzere farklı müzik kültürlerinden besleniyor olması da önemli… Evrensel olan ile sürekli bir şekilde temas halindeyiz.” Yerel ile olan bağları koparmamış olmanın küresel dünyada daha kıymetli ve daha değerli olduğu düşüncesini bizler ile paylaşıyorlar.

Bağımsız olmayı, özellikle Back on Stage olarak bağımsız kalabilmeyi çok seviyoruz. Aynı fikirde olan Kolektif İstanbul ekibi, internetle bağımsız olabilmenin kolaylaştığını dile getiriyor. Richard, bağımsızlığı çok önemli buluyor ancak ekliyor; “Ama bir noktaya kadar mümkün olabiliyor bu. Keşke daha adil bir dünyada yaşasak. Bağımsızlık bize bir özgürlük veriyor.

Partimizde sahne alacakları için konuyu hemen oraya getirmek istiyorum. Sahnede neler çalacaklarını ve ekibimizin Hamamcı şarkısını istediklerini söylüyorum. Gülüşüyoruz. Ricamızı nezaketle kabul ediyorlar ve Doğan konuşmaya devam ediyor; “Neler olacak… Aslında yeni albüm öncesinde olan son konserlerimizden biri olduğu için belki yeni Albümden iki şarkı çalabiliriz. Ya bizim bir ‘Playlist’imiz yok biliyor musunz? O yüzden neler çalıcaksınız denildiğinde gökyüzüne bakıyorum. Ama son dönemden, en hızlı en hareketli parçalarımız olacak muhtemelen. Hamamcı‘yı kesin çalarız.”

Konser öncesinde giderek azalan vakitte eklemek istedikleri bir şeyin olup olmadığını merak ediyorum. Richard Laniepce, klip çektikleri haberini bizler ile paylaşıyor. “Yeni albüm için bir klip çektik. Dört gün boyunca deli gibi çaldık. Enerjisi devam ediyor. Hatta düştüm, bakın burada yarası” diyor. Geçmiş olsun.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Kolektif Istanbul (@kolektifistanbul)’in paylaştığı bir gönderi ()

Harika haberler ile kendilerini yeniden kulise uğurluyoruz ve heyecanla konser saatini bekliyoruz. Birinci yıl partisi için gelen misafirlerimizi karşılarken sahnelen DJ performansının ardından Kolektif İstanbul sahneye çıkıyor. Davetlilerimiz tarafından genelde tanınan bir grup olmasına rağmen pek çok davetli Kolektif İstanbul’un sıra dışı müzikleri karşısında önce şaşıp kalıyor, sonra kısa sürede kendilerini müziğe bırakıyorlar. Bu tatlı topluluğa bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.