İtalyan maestro kaldırıyor bagetini, başlıyor bando İtalyan operalarından melodiler seslendirmeye. Bir çiçeğin etrafında üşüşen arılar misali toplanıyor ahali. Dede Efendi biraz
bozulsa da “Ben de yaparım” diyor. 3/4’lük vuruşla çalınan valsın bizim topraklardaki ilk örneği, Osmanlı’nın Abdülmecid döneminde Dede Efendi tarafından Yine Bir Gülnihal bestesiyle böyle veriliyor ve vals modası o andan itibaren hızla yayılıyor. Birçok bestecinin ayak uydurduğu akım bizlere unutulmaz eserler bırakmış. Dans olarak ise 20’nci yüzyıl Cumhuriyet balolarıyla toplumsal yaşama girmiş, Türk besteciler de kendilerine has bir üslupla tabiri caizse kendi valslerini yaratmışlar. Türk valslerini batılılarınkinden ayıransa daha melodik olması ve şarkı öğesinin ön plana çıkan yapısı.

Hem doğu hem batı dünyasına hakim, Türk keman okulunun temsilcilerinden keman virtüözü, besteci ve akademisyen Cihat Aşkın, günümüze kadar gelen mirası yeniden yorumluyor. Besteci Oğuzhan Balcı ile çalışan Aşkın’ın 4 yıldır üzerinde çalıştığı projede seslendirilen yerli ve yabancı besteler, 60 eser arasından seçildi. Balcı’nın Aşkın için özel
olarak düzenlediği eserler Avrasya Oda Orkestrası ve Türk müziği sanatçıları tarafından seslendirilirken albüm Yıldız Teknik Üniversitesi Stüdyoları’nda Mehmet Sungur tarafından kaydedildi. 17 parçalık Türk Valsleri albümü, bizim valsimiz gibi Yine Bir Gülnihal’le başlıyor. İsmail Hakkı Bey, Arif Sami Toker ve Yasemin Asım Arsoy gibi isimlerin besteleriyle seyrediyor. Ayrıca Sezen Aksu’nun İkinci Bahar parçasının da yorumlandığı albümde yabancı besteciler Dmitri Şostakoviç ve Evanthia Reboutsika’nın eserleri Türk çalgılarıyla yorumlanıyor.

 

Published On: 1 Mart 2019Categories: Genel, PanoTags: , ,