Darren Aronofsky isminin geçtiği yerde, sıradan bir filmden bahsetmek pek mümkün değil. Kara deliklerin, saplantıların ve insan ruhunun derinliklerinin yönetmeni bu kez, bizi 90’ların New York punk sahnesine götüren bir suç hikayesiyle karşılıyor: Caught Stealing. Ama asıl sürpriz, bu filmin kalbine yerleşen müzikal ruhun ta kendisi. Aronofsky, film müziği için modern punk’ın en gürültülü ve asi gruplarından biri olan IDLES ile bir araya geliyor. Bu beklenmedik ama bir o kadar da sağlam işbirliği, sinema ve müziğin sınırlarını zorlayan bir deneyim vaat ediyor.
Bir Yönetmen ve Bir Grubun Yaratıcı Buluşması
Aronofsky ve IDLES arasındaki bu yaratıcı dostluk, tesadüfi bir televizyon programı buluşmasıyla başlamış. Ancak her iki tarafın da sanatına duyduğu saygı, bu sıradan başlangıcı bir iş birliği fırsatına dönüştürmüş. Aronofsky, filminin ruhunu yansıtacak müziği ararken, aklına ilk gelen isim favori grubu IDLES olmuş. Bu ortaklık, grubun kendi tarzını koruyarak film müziği bestelemesi ve besteci Rob Simonsen’in (The Whale, Deadpool & Wolverine) eserlerini IDLES’ın güçlü sound’uyla yeniden yorumlamasıyla benzersiz bir hal alıyor. Bu süreç, sadece film için müzik üretmekten öte, her iki tarafın da kendi uzmanlık alanlarını birbirine entegre ettiği, yaratıcılığın sınırlarını genişlettiği bir deneyim olmuş.
IDLES vokalisti Joe Talbot’un dediği gibi, bu işbirliği bir ömür boyu süren bir hazırlığın ürünü. Bu, sadece bir proje değil, bir sanatçının en sevdiği yönetmenle hayalini gerçekleştirmesi anlamına geliyor. Aronofsky ise, filmin eğlenceli ve hızlı temposunu, punk ruhuyla zirveye taşıdığını söylüyor. Ona göre, bir grubun bir filmin müziğini bu denli sahiplenmesi, nadir görülen bir durum ve bu iş için IDLES’tan daha iyi bir seçenek olamazdı.
Müzik, Filmin Kalbine İşliyor
Caught Stealing soundtrack’inin ilk parçası Rabbit Run, filmin ana teması olan “korkunun üzerine gitme” duygusunu yansıtıyor. Panik içinde başlayan ve meydan okuyan bir ruh haliyle sonlanan bu gergin punk marşı, Motorik davulları ve distorsiyonlu gitarlarıyla dinleyiciyi filmin dünyasına çekiyor. Joe Talbot, kovalanan bir adam gibi şarkıya girip, sonra dönüp ateşe atladığını söylerken, aslında filmin baş karakteri Hank Thompson’ın içine düştüğü durumu da anlatıyor.
Albümde dikkat çeken bir diğer parça ise, The Clash’in Police and Thieves parçasının IDLES yorumu. Bu, hem 90’lar New York’unun punk ruhuna bir saygı duruşu niteliğinde hem de grubun bu türe ne kadar hakim olduğunu gösteriyor. Rob Simonsen’ın besteleri üzerine inşa edilen bu müzikal palet, feedback ve distorsiyon gibi punk unsurları, filmin gerilimli atmosferiyle ustaca birleştiriyor.
Bu iş birliği, üç Grammy adaylığı bulunan IDLES için kariyerlerinde yeni bir sayfa açarken, sinema dünyası için de müzik ve hikaye anlatımının nasıl iç içe geçebileceğine dair yeni bir örnek oluşturuyor. Caught Stealing’in müzikleri, 29 Ağustos’ta Partisan Records etiketiyle dijital olarak yayınlancak.