Ece ULUSUM

Amerikalı metal devi Avenged Sevenfold, yıllardır süren bir bekleyişe 4 Haziran akşamı LifePark’ta son verdi. Yaklaşık 12 bin kişinin tanıklık ettiği bu ilk buluşma, basit bir konserden çok, bir kuşağın sadakatinin ve sabrının nihayet ödüllendirildiği kolektif bir ritüele dönüştü. Peki, bir konseri “tarihi” yapan şey nedir? Cevap, o gece LifePark’ın havasında asılıydı. Mesele sadece dünyaca ünlü bir metal grubunun sahne alması değildi; mesele, posterlerle, tişörtlerle ve kulaklıklarda geçen yılların ardından o müziğin ete kemiğe bürünmesine tanıklık etme arzusuydu.

Ritüelin Başlangıcı: Sahneyi Hazırlayan Teatral Giriş

Büyük buluşmalardan önce havayı hazırlamak önemlidir. Sahne ilk Duygu Çiftçioğlu’nun set’ine emanetti. Ardından bu görevi, Amerikalı alternatif rock grubu Palaye Royale üstlendi. Sahneye çıktıkları andan itibaren, grubun teatral ve enerjik duruşu, LifePark’ın geniş arazisine yayılan beklenti dolu uğultuyu somut bir heyecana dönüştürmeyi başardı. Onların performansı, gecenin ana yemeğinden önce sunulan, damakları hazırlayan ve gelecek olanın şiddetini haber veren sofistike bir başlangıç gibiydi. Sahne dışına taştı, yine geçen sefer yaptığı gibi botla seyirci üzerinden geçti! Ekip, atmosferi adım adım inşa ederek, kalabalığı Avenged Sevenfold’un yaratacağı sarsıntıya hazırladılar.

Geçmişle Bugün Arasında Bir Setlist

Saatler 21.00’i gösterdiğinde ise asıl ayin başladı. Avenged Sevenfold, sahneye İstanbul’daki ilk sınavını vermeye değil, yıllardır biriktirdiği bir borcu ödemeye gelmiş gibiydi. Grubun M. Shadows önderliğindeki kadrosu, sahneye hakimiyetin ne demek olduğunu her notada gösterdi. Çaldıkları setlist, adeta bir bilançoydu: Bat Country, Afterlife, Nightmare ve özellikle de stadyumları inletmek için yazılmış Hail to the King gibi parçalar, kalabalığın kolektif hafızasına birer selamdı. Bu şarkılar, yıllardır o anı bekleyen dinleyicilere istediklerini vermenin, o katartik anı birlikte yaşamanın bir yoluydu. Ancak grup sadece nostaljiye sığınmadı. Son albümleri Life Is But A Dream…’den çaldıkları parçalarla, grubun bugün nerede durduğunu, müzikal olarak ne kadar evrildiğini ve dinleyicisine nasıl meydan okuduğunu da gösterdiler.

Gecenin sonunda M. Shadows’un ağzından dökülen “Bizi yıllardır beklediniz, sonunda buradayız. İnanılmazsınız” cümlesi, aslında tüm olayın özetiydi. Bu, ezbere söylenmiş bir kapanış cümlesi değil, karşılıklı bir hissiyatın onayıydı. Grup sahneden ayrılmakta zorlanırken, dinleyici de o anın bitmesini istemiyordu. Çünkü bu buluşma tek taraflı değildi; sahnedeki enerjiyle sahadaki coşku birbirini besleyerek o geceyi sıradan bir konser olmaktan çıkardı. LifePark’ın başarılı organizasyonu da bu devasa enerjinin doğru bir şekilde akmasına olanak tanıyan sağlam bir zemin sundu. Bu konser, Türkiye metal sahnesi için bir “dönüm noktası” olarak anılabilir; ama daha önemlisi, bir müzik grubunun dinleyicisiyle kurduğu bağın ne kadar sabırlı ve güçlü olabileceğinin canlı bir kanıtıydı.