Zeynep BEŞERLER
Fransa’da başlayan, kısa sürede ülke sınırlarının çok ötesine taşan ülkemizdeki hayranlarınca yere göğe sığdırılamayan elektro-pop ikilisi Agar Agar’la 30 Haziran’da Gezgin Salon kapsamında Feriye’de gerçekleşen konserleri öncesinde konuştuk. Ya da konuşmaya çalıştık diyelim, röportajlara pek sıcak bakmayan gruptan cevap almak bizim için de biraz zor oldu…
❏ Müziğiniz çok güçlü. Spotify’a göre sizi en çok dinleyen beş şehir Paris, İstanbul, Mexico City, Berlin ve Londra. Farklı ülkeler, farklı kültürler… Bu kadar çeşitli seyirciye ulaşmanızı ne sağlıyor sizce?
Bu pek de beklediğim bir şey değildi ama sınırlara takılmadan geçmek her zaman iyi haber. Nedenini tam olarak anlamıyorum ama, belki internet? Belki de müzik evrensel bir dildir, fuck yeah!
Bu gönderiyi Instagram’da gör
❏ Vokal ve yapımcı tarafınızın nasıl farkları var? İkisi de desen kullanmayı sever aslında…
Farkı biz yaratmıyoruz aslında ve evet, desenleri kullanmayı seviyoruz. Herkes desenleri sever. Hayat desendir, bu da en iyi asit dersi.
❏ İnsanları dans ettiren bir müzik yapmak nasıl hissettiriyor?
Ah, bu beklediğimiz bir şeydi! İlk andan beri müziği canlı çalmak ve insanların iyi vakit geçirmelerini, dans etmelerini falan sağlamak için yapıyoruz. Bu yüzden insanların eğlendiği bir şeyi yaparken biz de eğlendik. Desenler, işe yaradığı ve yaramaya devam ettiği için çok mutluyuz!
❏ Farklı müzik türlerinde, farklı gruplarla çalışmalar yapmayı düşünür müsünüz?
Tabii ki. Neden olmasın? İçten ve cömert olmak için farklı şeyler yapmamız gerekirse, yaparız. Agar Agar dışında farklı müzik çalışmaları da yapıyoruz aslında. İyi hissettiriyor.
❏ Yeni bir albüm haberi var mı?
Kesin bir şey yok ama üzerinde çalıştığımız bir şey var.
❏ Seyirciyi konserde neler bekliyor?
Vay, bence bilmek pek mümkün değil. Ne bekliyorsunuz? Ben olsam iyi vakit geçirmeyi beklerdim sanırım.