Zeynep TOKER
zeynep.toker@yellowbos.com

Uzun bir aradan sonra yeniden bir araya gelen, rock müziğin sevilen gruplarından Seksendört, konserlere ve müzik üretimine tam gaz devam ediyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Sony Music Türkiye etiketiyle yayınlanan Yara isimli single çalışmasıyla müzikseverlerle buluşan grup, şarkının hikayesini Back on Stage okurlarına anlattı. Bu melankolik parçaların altında eğlenceli bir Seksendört olup olmadığını sorduğumuzda; kendi içlerinde çok renkli ve değişken olduklarını söyleyen grup, “Yıllardır bir arada olduğumuzdan ortak bir dil geliştirdik ve bunun çevresinde şekillenen bir espri anlayışımız var. Dışarıdan anlaşılması zor olabiliyor çoğu zaman. Bu yüzden birlikteyken uyumluyuz.” dedi.

Yıl sonuna kadar yoğun bir konser takvimi olduğunu söyleyen Seksendört, önümüzdeki aylarda iki yeni şarkıyla dinleyicileriyle buluşacaklarını müjdeledi. Hepsi ve daha fazlası röportajımızda seni bekliyor!

ο Uzun bir aradan sonra Yara isimli parçanızla dinleyicilerinizle buluştunuz. Tekrar bir araya gelmek, yeniden birlikte bir şeyler üretmek size neler hissettirdi?

Yara, aslen 2015 yılına ait bir şarkı olduğundan henüz üretim aşamasına geçebildiğimizi söyleyemeyiz. Halen birbirimizi tartıyoruz açıkçası. (gülüyorlar) Döndüğümüzden beri çok yoğun çalıyoruz ve yalnız kalıp hislerimizle yüzleşme şansı yakalayamadık açıkçası. Her şeyin iyi olmasını umuyor ve bunun için çalışıyoruz. Geçmişe değil, geleceğe odaklanıyoruz ve potansiyelimizi açığa çıkarmak için uğraşıyoruz.

ο Bu parçanın hazırlık süreci nasıl ilerledi peki? Kenarda bir gün yayınlanmayı bekleyen bir parça mıydı yoksa grup yeniden bir araya geldikten sonra mı ortaya çıktı?

Aslında şarkının ilk kaydı 2015 yılında yapılmıştı. Çok yoğun bir konser turundan yeni çıkmıştık ve Türkiye çok çalkantılı bir dönemden geçiyordu. O dönem Erdem, Macaristan’a yeni yerleşmiş, hem ses hem de görüntü alanında iyi ilişkiler kurmuştu. Ülke gündemi dolayısıyla odaklanmakta ve duygu durumumuzu kontrol etmekte zorlanıyorduk. Aramızdaki ilişkiler bitik durumdaydı. Yıpranmış ve yorgunduk. Bir süreliğine herkesten ve her şeyden uzaklaşmamız gerektiğine müziğimize odaklanmamız gerektiğine karar verdik. Hatta bu maceranın tümünü belgeselleştirebilmek için profesyonel bir film ekibiyle de anlaşmıştık. Şarkı tamamen gerçek bir hikâyeden, gitaristimiz Erdem’in elindeki bir yaradan çıktı. Bu şarkıyı tercih etmemizin sebebi yarım kalan bir hikâyenin ürünü olmasıydı. Yara‘yı kaydettiğimiz dönemde Erdem ile yollarımızı ayırma kararı almıştık. Sonrasında şarkı Erdem’in yorumuyla kendi solo projesine ait ilk albümde yer almıştı. Erdem’in dönüşüyle önceliği kendi yaralarımızı iyileştirmeye verdik. Bu bizim için bir nevi geçmişimizle barışma fırsatıydı.

ο Single kapağınızın hikayesi nedir?

Şarkının kapağında metafor olarak, Japonların felsefi el sanatı Kintsugi’yi kullandık. Çünkü Kintsugi içinde bulunduğumuz dönemin özeti gibiydi adeta. Tam kadro bir aradaydık, yaralıydık ama eskisinden daha kıymetliydik birbirimiz için. Kırıklarımızı kabullenmiş ve hoşgörü ile tamamlamıştık birbirimizi. Yaralarımızla gurur duyuyorduk ve şarkı seçimimizi de bununla taçlandırmak istiyorduk. Kintsugi bunların tümünü görünür kılabilmek için felsefi bir dildi.

ο Seksendört parçalarına baktığımızda aslında genellikle depresif, melankolik tarafınızı görüyoruz. Peki kuliste ya da turne otobüsünde nasılsınız? Birlikte eğlenmekten keyif alıyor musunuz?

Aslında neşeli, agresif ve hatta protest diyebileceğimiz tonlarda da şarkılarımız olmasına rağmen dinleyenlerimiz melankolik olanları tercih ediyor. Bu durum büyük ihtimalle dinleyenin anlatılan hikâyede kendini ne kadar bulduğuyla ya da hikayecinin konuyu ne kadar iyi anlattığıyla da alakalı. Grup içerisinde çok renkli ve değişkeniz. Eğlence anlayışlarımız birbirlerinden çok farklı olmasına rağmen yollarda iyi vakit geçiriyoruz. Serter ve Erdem gece hayatına daha dayanıklılar ve hareketli olmayı seviyorlar. Tuna ve Okan daha sakin seçenekleri tercih ederler. Yıllardır bir arada olduğumuzdan ortak bir dil geliştirdik ve bunun çevresinde şekillenen bir espri anlayışımız var. Dışarıdan anlaşılması zor olabiliyor çoğu zaman. Bu yüzden birlikteyken uyumluyuz.

ο Konserler veya stüdyo süreci dışında da bir arada mısınız? Tüm grup sık sık birlikte vakit geçirir mi?

Pek sayılmaz. Zaten haftanın en az 3-4 günü konserlerde birlikte oluyoruz. Geri kalan zamanda herkes kendi özel hayatlarındaki gereklilikleri yerine getiriyor. Diğer yandan Serter ve Okan Ankara’da yaşarken, Erdem Macaristan’da, Tuna ise resmen yollarda yaşıyor. Bu yüzden konserler dışında bir araya gelebilmek neredeyse imkânsız.

ο Gruba ait bir WhatsApp grubu muhakkak vardır diye düşünüyoruz. Peki bu grupta neler konuşuluyor? Viral videoların, tweetlerin döndüğü bir grup mu yoksa tamamen iş odaklı konuşmalar mı yapılıyor?

Belirli konuları konuştuğumuz birçok farklı grup var. Genelde bir grubu aradıklarımızı bulabilmek için iş odaklı bırakmaya çalışsak da gün içerisin de mutlaka paylaşılmak istenen bir şey çıkıyor. Kısa süreli bir rehavet çökse de mutlaka müdahale eden birisi çıkıyor aramızdan.

ο Geçtiğimiz Ağustos ayında, Harbiye konseriniz öncesi sizinle yeniden sohbet etme şansımız olmuştu. Dönüş için Harbiye’yi özellikle seçtiğinizi, uzun süren bir sakatlığın ardından güç testi yapmak gibi olduğu dile getirmiştiniz. Peki o konser sizin için nasıldı? Sahneye çıktığınız o ilk anı nasıl ifade edersiniz? Neler hissettiniz?

Her şeyden önce büyük bir psikolojik sınavdı bizim için. Mekanizmanın tüm parçalarının çalışıp çalışmadığını test ettiğimiz bir stres testi olmasının yanı sıra birlikteyken neye dönüştüğümüzün de bir ispatı olacaktı. Yeni bir kafa yapısı ve vizyonla dönmek istiyorduk. Eski hatalarımızı tekrarlayarak bir şeylerin yolunda gitmesini bekleyemezdik. Harbiye konseri konuyu tümüyle ele almamızı ve büyük resmi görmemizi sağladı. Hazin bir şekilde başarısızlıkla da sonuçlanabilirdi. Ama yakaladığımız başarı bizi farklı bir çalışma şekline itti ve şu an tamamen o pozitif bakış açısıyla ilerliyoruz. Sahneye çıkıp boş koltuk kalmadığını gördüğümüz an, doğru yolda olduğumuzu anladığımız sihirli anlardan biriydi. Sevdiğimiz işi yapabiliyor olmanın haklı gururu içerisindeydik ve minnet doluyduk.

ο Önümüzdeki süreç için planlarınız arasında neler var? Aradaki zamanı kapatmak adına seri bir üretim haline girmeyi planlıyor musunuz?

Yıl sonuna kadar yoğun bir konser takvimimiz var. Bu yüzden yeni şeyler denemeye vaktimizin kalmayabileceğini az çok tahmin ediyorduk. Bu yüzden Yara ile birlikte 2 şarkı daha hazırladık. Muhtemelen yaz ortası ve sonbahar başlarında bu iki şarkıyı ve sürpriz bir projeyi de paylaşabilmiş olmayı umuyoruz. Seri üretime geçebilmek için aramızda çok fazla yer ve zaman farkı var. Ortak bir dil bulmaya çalışmanın yanı sıra bu konuyla ilgili de çözüm üretmeye çalışıyoruz.

ο Bu yaz festival sahnelerinde sizi sık sık görme şansımız olacak mı?

Canlı performansımızın karma festivaller için biraz sert kaldığı görüşünü işitiyoruz zaman zaman. Sahnede albümlerdekinden çok farklı bir Seksendört olduğu doğru. Bu yüzden neredeyse tüm rock ağırlıklı festivallerde varız. Ama mekân ve açık hava gösterilerimizin yoğunluğu nedeniyle festivalleri ikinci plana atmak zorunda kalabiliyoruz.