İnsan hafızası yanıltıcı olabiliyor. Hafıza dediğimiz şey bir birikim misali. Sessizliği konu edinen şarkıları yazmayı düşünürken yıllar evvel Roll dergisinin arka kapağındaki bir grafiği geldi gözümün önüne. Grafiğin üzerinde Orhan Veli’nin en sevdiğim şiirlerinden biri olan Birdenbire vardı şiiri anımsadım:
“Her şey birden bire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu; Mavi birdenbire…”
Belki de bana hafızamın bir oyunuydu sadece. Arşivimde dergiyi aradım ama bulamadım. Belki de başka bir dergiydi anımsadığım. Bu şiirin şarkılara ve müziğe çok yakışabileceğini düşünürüm. İnternette yaptığım araştırma sonucunda 1997 yılında Işığın Yansıması grubu tarafından seslendirildiği fark ettim. Yalana gerek yok, güzel bir şarkı olmuş. Dinlediğimde melodisi hafızamda canlandı. Daha önce dinlemiştim şarkıyı ama hafızamdan uçup gitmiş. Tabii şiir her daim aklımdaydı. Söz ve ses, ses ve müzik arasındaki etkileşim ortaya farklı seslerin, tınıların çıkmasını sağlamıştı.
Ses ve müzik arasındaki ince boşluk, bir anlık duraksama, size çok farklı şeyler düşündürebilir ya da hissettirir. Müzikteki sessizlik anları, akustik tınıların ritmi, ipek gibi ince ince işlenmiş gitar vurgularının sürüklediği melodiler… Sessizlik ve müzik, içten ve derinden bir vokal eşliğinde size hikayeler anlatan şarkı sözleri…
TALK TALK’UN MÜZİĞİ
Minimal gitar tonlarının peşinden sürüklenen hafif bir sound ile synth’lerin muhteşem uyumu. Ancak böyle anlatabilirim Talk Talk’un müziğini. En çok onların yaptığı müziğe yakıştırıyorum sessizliği. Boşuna sevmiyorum bu grubu, yayınladıkları albümlerin üzerinden yıllar geçse de eskimeyen, her zaman yenilikçi müziğin grubu olarak kalacak benim için. Dönemine göre avangart sayılabilecek yenilikçi bir müzik onların müziği. Rock müziğe yeni bir yorum getirdiler. Yaptıkları düzenlemelerle bana göre alternatif rock müziğin öncüleri oldular. Şarkılarında çocuk korosunu kullanan ender gruplardandı Talk Talk çünkü çocuk sesi masumiyet demekti ve masumiyeti de müziklerine katmış oluyorlardı. Yakın zamanda hayatını kaybeden grubun solisti ve kurucularından Mark Hollis şöyle demişti yaptıkları müzik hakkında, “Sesi seviyorum ve sessizliği de seviyorum.” Müzik otoritelerinin dâhi diye nitelendirdiği Mark Hollis ve grubu Talk Talk’un yaptıkları, unutulmaz albümlerle yaşamaya devam edecek hafızamızda; CD’lerde, plaklarda, yeniden üretilen kasetlerde ya da dijital müzik kütüphanelerinde. Ve kim bilir daha hangi sanatçılara, gruplara, şarkıcılara ilham oldu onların müziği, olmaya da devam edecek müziklerini yeniden keşfedenler için. Unutmayın ki bazen aradığınız sessizlik şarkılardadır.
Not: Bu yazı yazılırken yine çok sevdiğim gruplardan biri olan a-ha’nin Mtv Unplugged – Summer Solstice albümünü dinledim. Meraklısına!