Zeynep İBRAHİMBAŞ

2016 yılından bu yana ürettikleri müzikle yolculukları boyunca yayınladıkları her yeni albümde dinleyici kitlesini daha da büyüten yerli alternatif sahnenin isimlerinden Hedonutopia, 7 yılda oluşturdukları 7 şarkılık albümleri 7’yi geçtiğimiz günlerde yayımladı.

7 yılın bir muhakemesi olacak diye bahsettikleri albüm lansman konseri öncesi Back On Stage okurları için sorularımızı yanıtlayan Hedonutopia, albümlerinin ruhundan, gelecek planlarından ve dizi müziği yazmanın nasıl bir süreç olduğundan detaylıca bahsetti. Hepsi ve daha fazlası röportajımızda seni bekliyor.

ο Albümün ruhuna nasıl karar verdiniz?

Kerem Feyzi: Bir konsept olsun diye başlamadık albüme, şarkılar kendi içinde şekilleniyor ve üzerine çalıştıkça bir puzzle’ın parçaları gibi ortaya çıkıyor bence. Son dokunuşları yapıp şarkı sıralamasını belirlediğinizde albüm kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Her albümün ruhu, hayatlarımızın o anki evresiyle de ilgili. Zamanla değişen bir şey bu.

Fırat Külçek: Hemzemin evimizin rutubetli duvar ruhu karar verdi 7‘nin genel konseptine. Z kuşağı ruhumuzu yansıtıyor diyebilirim, 7‘de bunu korumuş olabiliriz. Evde kayıt, mix ve mastering nasıl yapılırı fakir bıraktığımız gençliğimizle ücretsiz paylaşmak niyetindeyiz. Ev ve iş bir güzel nasıl birbirine karıştırılır, onu deneyimleyip sonuçlarını sizlerle paylaşmak harika.

ο Albümdeki parçalar için “Bir köşede durup zaman içinde uyanacak şarkılar” diyorsunuz. Hepsinin anlaşılması için bir zamanı mı olduğunu düşünüyorsunuz?

Kerem: Albümün kendini tamamlayabilmesi için dinleyiciden gelen yansımayla buluşması gerekiyor. Bu da zaman istiyor.

Fırat: Bizim gibi ülkelerde bu tip deneylere pek müsamaha gösterilmiyor. Biz bu şarkılar yıllar yıllar sonra da dinlenecekler diyoruz, hepiniz birden hemen dinleyeceksiniz demiyoruz. Şoka girenleri anlıyoruz. Evde kayıt, evde mix, evde mastering diyoruz. Bu ne anlama geliyor acaba gerçekten anlayabiliyor musunuz?  Anlayamazsınız. Anlayanlar yıllar içinde çıkacaktır diyorum. O mix ve master’ları hep beraber yapmamız ile beraber Cansın Dugan şu an on yıl ileriye gitmiştir ve ülkemizin belki de en değerli ses mühendislerinin başında gelmektedir. Çünkü o diğer ses mühendisleri gibi değil, o kayıt mix-mastering üzerine kafa yordukça bir ses mühendisine göre çok daha hoş ayrıntıları duyabilecektir. Hep beraber hayranı olduğumuz yabancı kültürün mihenk taşı insanları da bu gibi ve benzer yöntemlerle varlığını gösterebilmiştir. Tabii bir çok hatta sayılamayacak kadar fazla ekipman avantajını saymıyorum. Ülkemizin taş gibi bir dijital mix ve mastering uzmanı daha oldu hayırlı olsun.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Zorlu PSM (@zorlu_psm)’in paylaştığı bir gönderi

ο Yenilik sunmak ve her albümde farklılaşmak sizin için önemli bir faktör müdür? 

Kerem:  Dinleyicileri bazen üzse de deneyselliğin çorak topraklarında dolaşmayı seviyoruz.

Fırat: Yenilik ve güvenli limanlardan uzaklaşmak biraz fazla cesaret ister. Biz sadece sazlı sözlü şarkılar yapmıyoruz, biz sanat da yapıyoruz. Sanat müzikçisiyiz biz, en yeni anlamda. Son albümümüzün bir öncekine göre daha çok beğenilmesi gibi bir zorunluluğumuz yok. Bunu çok sevgili plak şirketimiz DokuzSekiz Müzik‘te bize aynen bu şekilde söylüyorsa sözüm ona ülkem entelijansiyası da  bunu kavrayabilmelidir. Şunu artık bir anlayalım: Hedonutopia bir janr tür müziği grubu değildir. Bir türün kölesi olmamıştır, hiçbir zaman da olmayacaktır. Ama sevdiği türler olabilir nihayetinde insan onlarda canım, bir şeylerden etkilenecekler yani. Yıllar evvel söylediğimiz gibi; bizi müzik yapmaya iten şey farksızlık korkusudur. Yani, aynı şeyleri yapmaktansa ölmeyi tercih ediyoruz biz. Hani bir tane daha Bilki yapmak için kendimizi yırtmıyoruz anlayacağın. Bence profesyonellik hiç orada olmadığın, canın hiç istemediği zamanlarda bile şaman olabilmektir. Ha bir gün bir şarkı gelir bir ülkeye benzer, hesapsızca gelmiştir ona denecek yok. Rahmetli Hakan Orman müzikteki samimiyeti işaret ederdi.

“Ne vakit yazarlığımdan şüphe duysam başkalarını okurum ve endişelenecek bir şey olmadığını anlarım.” C.Bukowski

ο Kariyerinizin başında verdiğiniz 7 sene 7 albüm hedefinizin tamamladınız. Artık bizi neler bekliyor? Sonraki hedefiniz nedir?      

Kerem : Ters köşeleri ve şaşırtmayı seviyoruz. Biz de göreceğiz bakalım bu tohumlar nasıl filizlenecek. Üretmeye devam tabii ki.

Fırat: Küçük bir rekorla karşı karşıyayız, evet. Bir sürü dizi ve film müziği yapmak istiyoruz, dünyayı gezmek istiyoruz, dünyada daha hızlı anlaşılacağımızı düşünüyorum. Hayallerimiz ve üretim kaynaklarımızla çalışmaya devam ediyoruz. Menajerimiz Pelin Furuncı‘da yurt dışına yönelik çalışmalar yapıyor. Oralarda hem üretim yapacağımız hem istediğimizi gibi çalacağımız bir sürece de hazırlanıyoruz.

ο 2008 yılından bu zamana değişen şey nedir? Grubu kurduğunuzda beklentileriniz neydi ve şu noktada onların ne kadarını gerçekleştirdiniz?

Kerem: İlk hedefimiz müzik yapabilmekti. İçimizdeki sesleri, duyguları istediğimiz şekilde aktarabilme seviyesine ulaşmak önemli bizim için. Şu an müzik üretimini istediğimiz gibi yapabiliyoruz . Sürdürülebilir müzik üretimi aşamasına geldiğimizi düşünüyorum .

Fırat: Bırak 2008’i şurada üç yıldır değişen şeylere bir bak! Neler değişti Zeynep hayatında üç yılda? Bir de bizi düşün biz iki kişiyiz. Kervan yolda düzülüyor, öyle her şeyi hesaplayamıyorsun. Kerem’le bizim hayalini kurduğumuz şeyin çok ötesindeyiz ama Kerem’le bizim hayalini kurduğumuz şeyin çok gerisindeyiz de. Peki hayalini kurduğumuz şey ne? Benim esas düşünce ve isteğim yeni kuşağı kolay ve kaliteli bir üretime geçerken destekleyebilmektir, en kaliteli şekilde örnek olabilmektir. Zaten gerisi de fasa fisodur, önemsizdir. Yaşlandığınızda bir değeri olmaz, içi boştur. Bizimki onlardan değil. Bizim hayallerimiz öyle değil anlayacağınız. Ne peki bizim hayallerimiz?

ο “Ben Gri” dizisinin müziklerini yaptınız. Peki bu parçalar ortaya nasıl çıktı? Dizinin dünyasına/konusuna nasıl girdiniz? 

Kerem: Senaryo aşamasından dahil olduk projeye. Yönetmenlerle (Yağmur ve Durul Taylan) nasıl bir dünya oluşturmak istediklerine dair saatlerce konuştuk. Birbirimize sevdiğimiz müzik ve filmleri gönderdik. Farklı türlerde farklı varyasyonlar oluşturup , ortak bir evren yaratmaya çalıştık.

Fırat: Durul’u ilk tanıdığımda İsveç’te kaybettiğim öz abimi gördüm sanki, karşımda başarılı dik duran ve üretken bir halde. Yağmur ise direkt Tınaz Bektaş efekti taşıyor benim üzerimde, askerde kaybettiğimiz Tınaz’ı zaman çarkından geçirmiş de en pozitif haliyle tekrar karşımızda bulmuşuz bir abi olarak sanki. Bir kere ikisiyle iş yaparken zaten sizin o çok kendi kendinize bir şey zannettiğiniz zekanızın da normal bir zeka olduğunu hemen anlıyorsunuz. Çekimlere, setlere katıldık, çok heyecanlı çok güzel bir ortam. Onlar da bizden çok memnun olacaklar ki; bize full özgürlük verdiler ve bize güvendiklerini bizi dinlediklerini ve her zaman çok beğendiklerini sürekli bir şekilde dile getirdiler. Biz de keza öyle. İmaj stüdyolarında çalışmak hele hele Onno Tunç Stüdyosu’nda dizi müziği bitirmek başka bir deneyimdi. Dolby Atmos çalıştık. Onların ekibinin bir parçası olabilmek kutsanmak gibi bir şey benim adıma. Laf değil iş yapanların cumhuriyetinde giriş kartı edinmek gibi. Hem de en platininden. Kerem Feyzi çok aktif bu konuda. Benim haftada dört gün zihinsel engelli çocuklarla müzik terapi derslerim var. Devlet memuruyum ben ve 15. yılım. Ben yorgun bir şekilde eve döndüğümde Kerem işin çoğunu bitirmiş oluyor genelde. Ben de üzerine vokalleri hissediyorum, anlık oluyor genelde. 90 -100 tane eser ürettik bunların 69 tanesi dizide kullanıldı. Dizi ve film müziği işleri bestekarların eline bırakılsa daha iyi sonuçlar ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum, genel geçer dizilere baktığımda başarılı bir sound dizaynla karşılaşmıyorum, üzgünüm. Bunu yıkıp geçmek niyetindeyim kendi adıma. Yaşım 38, büyük sözler söylemeyi seviyorum çünkü hayatı enseme kadar hiç durmadan ve daimi hissediyorum.

ο Dizi müziği üretmekle kendi albümünüze parçalar üretmeyi nasıl karşılaştırırsınız? İkisini kıyasladığınızda sizin için olumlu ya da olumsuz yanları ne oluyor?

Kerem: Her ikisinin temelinde de özgürce yaratabilmek var. Dizi müziğinde tabii ki belirlenmiş bir dünya üzerine çalışıyorsunuz . Kendi adıma görsel dünyayı müzikle anlatmak yıllardır hayalimdi. İçimdekileri yansıtmak oldukça keyifliydi. Henüz bir olumsuzlukla karşılaşmadık diyebilirim.

Fırat: Dizi ve film müziği görece daha kolay çünkü mix ve mastering ile boğuşmuyorsunuz (ama sıradaki dijital platform işimizde ona da gireceğiz), çok az sözle direk konuyu anlatabiliyorsunuz çünkü bu bir müzik eseri değil, zaten ortada derdini anlatan bir film var, siz onu kendini iyi anlattığı yerlerde  rahat bırakmalı, biraz sürümceme yaşadığı yerlerde de ters yaklaşımlarınızla yüceltmelisiniz. Göreviniz tam olarak bu. Fakat bunu yaparken Google’a korku müziği yazıp ne varsa bir şöyle bakıp ona benzeyen bir şey üretiyorsanız ömrünüz kısalır. Oysa ben korkuya kendi iç korkularımdan yola çıkarak yaklaştığımdan yapılmamışı aramaya (bakın bulmaya demiyorum) her zaman olduğu gibi bu işte de devam ediyorum, Kerem zaten öyle. Melek gibi adam, içinde ne şakacı canavarlar var bir bilseniz (gülüyor).

ο Müziğinizde ilham aldığınız ve etkisini hissedebileceğimiz sanatçılar veya grup var mı?

Spotify, Hedonukarma listemizde cevapların peşine düşebilirsiniz.

ο Her parçanız sizin için illa değerlidir ama yeri her zaman ayrı olacak bir şarkınız var mı?

Kerem: Tabii ki de her parçanın yeri ayrı, benim için yolculuğun başlangıcı olduğundan ilk albümümüz Ucube Dizayn‘ın yeri ayrıdır.

Fırat: Benim de var sanırım beş on tane. Hepsinin birlikteliğine inanıyorum onların içinden güzel fiziklileri ayırmıyorum bir kenara. Zor şarkılarımız var, çalıp söylemesi gerçekten zor, onlar bazen beni çok eğlendirir.

ο 9 Aralık akşamı gerçekleştireceğiniz lansman konseriyle Zorlu PSM %100 Studio sahnesinde olacaksınız. Dinleyicileri neler bekliyor? Lansmana özel sürprizler olacak mı?

Kerem: 7 yılın bir muhakemesi olacak bizim için. 7 ilk kez canlı çalınacak. Gecenin hem ses hem görsel olarak akılda kalmasını hedefliyoruz.

Fırat: Geçen hafta çıkardığınız bir albümü bu hafta sahnede çatır çatır çalıp söyleyebilmek meşakkatli bir iştir. Müzik grubu olanlar bilirler, daha doğrusu albümü olanlar bilirler. İstiklal Caddesi’ndeki Çaycı Mustafa Abi’nin dediği gibi; gelenler kazanıyor bu konsere. Sabrınız için teşekkürler.