Ece ULUSUM
Kapıya adını yazdırmadan içeri girilemeyen, kapıdaki görevlilerin kılığınıza göre içeri alıp almayacağına karar verdiği #Flamme, ilk zamanlarını mumla aratıyor. Girişteki seçicilikleri içeriye hiç yansımıyor zira adım atacak yer yok. Ve hatta girmesi kalabalığın içinden çıkmasından daha kolay. O kadar kalabalık ki dans edemeyen kitle huysuzlaşıyor ve gecenin ilerleyen saatlerinde kavgalar çıkıyor. Geçen ay gittiğimizde ünlü biri, başkasının alnında şişe kırdı! Dans etmeye çalışırken bir kız bayıldı. Tuvalet kuyruğunda ayrı bir gerginlik… Nerede Flamme’e girmenin cazibesi? Dans kulübü mü, dövüş kulübü mü belli değil…
Bu kalabalığa karşın havalandırma yetersiz olduğundan nefes almak da zorlaşıyor. Hiç hareket etmeseniz bile terden sırılsıklam oluyorsunuz. Eskiden efil efil idi şimdi ne oldu? Barın arkası en ideal yer, en azından havalandırma var ve insanlar pek orada durmuyor. Ancak tam dans ediyor, havaya giriyorsunuz garson kolunuzdan tutup “İçki ister misin?” diyor. Bunu defalarca yapıyor… Son zamanlarda gelen kitle müziğe değil, mekana gidiyor. Ses sistemi ortalama ancak gelenler sohbete dalınca müziği duymak imkansızlaşıyor! DJ’in arkasındaki locada da durum pek farklı değil… Mekanın güzel ambiyansı kalabalıkta kayboluyor. Yorulan insanlar masalara, dekorlara oturuyor. Bir zamanlar müzikseverlerin evi gibiydi, gittikçe bekar evine doğru ilerliyor. Eski günlerine geri dön Flamme.